Olayın gelişim biçimi ile bunun habere yansıması karşılaştırıldığında, haberdeki ana unsur ile veriliş biçiminin ve yan unsurlarının gerçek olmadığı sonucuna varıldığından uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Borçlar Yasası'nın 60/2 maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresinin, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresi olduğu-
Davalının davacıya dolandırıcılık isnadının onun kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı yere yakınlığı, çevre binalarda ve davacının konutunda yaşayanların sağlık yönünden büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik: olarak olumsuz biçimde etkilendiği ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekeceği-
Bilim insanı olan davacı hakkında görevi olmadığı halde bilgi toplayıp onu cemaatçi olarak nitelendiren davalının gerçekleştirdiği eylemi basın aracılığı ile duyurmasının, kişilik haklarına saldırı oluşturacağı sonucuna varılıp davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Yayının içeriği ve yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, yayında eleştiri sınırı aşılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu sonucuna varılıp davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Dava konusu yayının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılıp istemin tümden reddedilmesi gerekeceği-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı yere yakınlığı, çevre binalarda ve davacının binasında yaşayanların sağlık yönünden büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik olarak olumsuz biçimde etkilendiği ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekeceği-
Yaralanmanın belirlenen niteliği ve buna bağlı sonuçları ile aile ilişkisi göz önünde tutulduğunda; davacı anne ve baba yönünden de manevi tazminatın koşullarının oluştuğu-
Başbakan olan davacı hakkında yazılan sözlerin; siyasi kimliği göz önünde bulundurulduğunda, eleştiri sınırları içerisinde kalan sözler olduğundan, davacının kişilik haklarına saldırı olgusunun gerçekleşmediği benimsenip manevi tazminat isteminin tümden reddinin gerekeceği-