Yayın gününe göre gerçek olmayan dava konusu yayının, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davacının çıplak görüntülerinin, cinsel organı buzlanma tekniği kullanılarak yayımlandığı, davacının yüzü açıkça seçilebildiği anlaşıldığına göre; yayında haber verme sınırının dışına çıkılarak, davacının çıplak haldeki görüntülerinin tanınır halde gösterilmesi davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
D.çede yer alan sözlerin usule ilişkin eksiklikleri dile getirmek amacına yönelik olduğu ve düşünsel bağlılık korunarak, hukuka uygunluk sınırları aşılmadan, savunma hakkının kullanıldığının benimsenmesiyle manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Davacı tarafından dosyaya sunulan kesinleşmiş mahkeme kararı ve dosya içerisindeki soruşturma belgelerinden davacının soruşturma geçiren doktorlardan birisi olmadığı ve haberin davacı yönünden gerçek olmadığı anlaşıldığından, gerçek olmayan haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Somut bir takım emareler bulunduğuna göre şikayetin olağan kuşku üzerine somut emarelere dayandırılarak yapıldığı sonucuna varılmasının gerekeceği-
Dava konusu olay, manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirtilen kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte davacının iç huzurunu bozacak bir olgu olarak benimsenemeyeceğinden manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi gerekeceği-
Davalının, telefon ederek davacıya söylediği tehdit içeren sözleri, davacının yaşama güvenliğini ve dolayısıyla ruh bütünlüğünü bozacağı gibi güven içinde yaşama duygusunu da zedeleyeceğinden, davacının kişilik değerlerinde olumsuz sonuç yaratacağı ve kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davacının özel yaşam alanına ilişkin olan özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasında kamu yararı bulunmadığından, böyle bir yayının davacının özel yaşamının gizliliğine ve haberleşme özgürlüğüne saldırı niteliği taşıyacağı ve onun kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Yazının gerçek ve güncel bir konuya ilişkin olup yayımlanmasında kamu yararı bulunduğu, konunun önemi ve değeri göz önünde tutulduğunda düşünsel bağlılığın da korunduğu sonucuna varıldığından, çatışan yararlar dengesinin davacı yararına bozulmadığı, davalılar yönünden de hukuka uygunluk nedenlerinin bulunduğu ve böylece davacının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı-
Haberde yer alan alıntılardaki anlatımların gerçekliğinin davalılar tarafından kanıtlanamadığı gözetilerek, gerçek olmayan bir haberin yayımlanmasının hukuka aykırı olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-