Dava konusu yazının, eleştirilere olağandan daha fazla katlanabilmesi gereken başbakan olan davacının, kişilik haklarını ihlal etmediği, ifade özgürlüğü çerçevesinde kaldığının kabulü gerekeceği-
Davalının, davacılara karşı iftira suçunu işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder nitelikte bir hüküm olmadığı, hukuk yargıcı yönünden de ortada bağlayıcı nitelikte bir maddi vakıa bulunmadığı-
Hakaret nedeni ile uğranılan manevi zararın tazmini istemli davada, olay tarihi, davacılar ile davalının ekonomik ve sosyal durumları ile özellikle olayın gelişim biçimi ve tarafların sıfatı gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazla olup, daha alt düzeyde manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Davalının söylediği sözlerin kişisel yorum ve eleştiri niteliğinde olduğu, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı-
Basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemi-
Haberde ayrıntı niteliğinde olan iddiaların kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Dava konusu olayda; olay tarihi ve yaralanma derecesi dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu, bu nedenle daha alt derecede manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Kamu görevlisi hakkında dava açılamayacağından kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeni ile açılan manevi tazminat davasının reddine karar verileceği-
Davalının suç oluşturan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu gayri resmi nikahlı eşi davacıya karşı işlediğinin sabit olduğu ve davacının zarar gördüğü anlaşıldığından,davalının bu haksız eylemi nedeniyle verdiği zarardan sorumlu olacağı, davacı lehine manevi tazminata hükmedileceği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemi-