Dava konusu ifadenin amacı, kullanıldığı yer ve ifade ediliş tarzı ile tarafların içerisinde bulundukları ruh hali dikkate alındığında, kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir durumun bulunmadığı-
Davalıların birlikte müteselsilen sorumlu tutulması gerekeceği- Dava konusu olayda; olay tarihi, dava konusu olayın meydana geliş şekli, davacının yaralanma derecesi dikkate alındığında, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu-
Davalılar arasında normal arkadaşlık ilişkisinin ötesinde bir ilişki yaşandığı, davalının, evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayriresmi ilişkiye girdiği, bu davranışın açıkça haksız eylem niteliğinde olduğu; bu nedenle davalının sorumlu olduğu kabul edilerek davacı lehine uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel durum ve koşulların da açıkça gösterildiği, bu durumun her olaya göre değişebileceği, bu nedenle hakimin takdir hakkını kullanırken olaya etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ölçülere göre uygun bir biçimde göstermesi gerektiği- Davaya konu edilen olayda; olay tarihi ve yaralanma derecesi dikkate alındığında, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının fazla olduğu-
Dava, hakaret nedeni ile tespit ve manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkin olup; KK Eğitim ve Doktrin Komutanlığı'nda yarbay olan davacının aynı kurumda albay ve astsubay rütbeleri ile görev yapan davalıları, yürüttükleri görev kapsamında yaptıkları ve yapmadıkları eylemleri nedeni ile dava ettiği, bu durumda Anayasa'nın 129/5 maddesi uyarınca kamu görevlisi olan davalılara husumet yöneltilemeyeceği-
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup; CHP eski genel başkanı ve Antalya Milletvekili olan davalının, davacının başkanı olduğu Kayseri Büyükşehir Belediyesi hakkında gündemde olan yolsuzluk iddiaları ile ilgili öz eleştiri yaparak söz konusu iddiaları yeterince halka anlatamadıkları hususunu vurguladığı ve bazı yorumlar yaptığı, bu durumda davacı Belediye başkanı ve siyasi bir kişi olarak yapılan eleştiriler ağır bile olsa, davacının eleştirilere olağandan daha fazla katlanabilmesi gerektiği-
Dava, kasten yaralama, hakaret ve tehdit nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkin olup; olay tarihi, ceza mahkemesi kararı ve kabul edilen olayın gerçekleşme biçimi dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu-
Davalı bir kısım olay ve belgelerden hareketle, davacının bazı seçim vaadlerini yerine getirmediğini, ilçedeki bir kısım kamuya ait yerlerin haksız şekilde birilerine verilmek istendiğini dile getirmiş olup; tarafların siyasi kimlikleri de göz önünde bulundurulduğunda, konunun sadece siyasi eleştiri niteliğinde olduğu- Ceza mahkemesince davalıya hakaretten ceza verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişse de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ceza kararlarının hukuk hakimini bağlayacak nitelikte olmadığı-
Dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu-
Mahkemece, davalılardan Milli Savunma Bakanlığı'na karşı açılan davada yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi yerine pasif husumet yokluğundan ret kararı verilmesinin usul ve yasaya mutlak aykırılık oluşturduğu- Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, idare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
