Davacı hakkında delil yetersizliğinden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ve beraat kararı verilmiş ise de, bu durum tek başına şikayetin haksız olduğu anlamına gelmeyeceği, davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içerisinde kullandığının kabulü ile davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verileceği-
Basın özgürlüğünün kapsamı, demokrasi ile yakın ilişkisinin sonucu olarak, bir dereceye kadar abartıya ve hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerekip, dava konusu yazının bütün olarak değerlendirildiğinde kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı-
Basın yoluyla şahsiyet haklarına saldırı dolayısıyla manevi tazminat istenmesi, yazılı ve görsel basın işlevini yerine getirirken, yayının gerçek olması, kamu yararı bulunması, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözeteceği, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi koruyacağı. Basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapacağı, o anda görünürde var olup sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından basının sorumlu olmayacağı-
Açıklamaların ifade özgürlüğü kapsamında kalması halinde, manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği-
Güncel magazin haberlerinin yayınlanmasında toplumsal ilgi bulunduğunda, basının maddi gerçeği araştırma ve kanıtlama yükümlülüğünün bulunmadığı ve farklı gazetelerin de benzer nitelikte haberler yaptığı ve tekzip talebinin reddine ilişkin karar bulunduğu durumlarda kişilik haklarının saldırıya uğramadığının benimseneceği-
Şikayet konusu aracın plaka ve model yılının farklı olduğu, sırf renk ve model benzerliğinin şikayeti haklı gösterecek düzeyde emare ve olgusu olmadığı, bu nedenle davacılar lehine bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekeceği-
Davaya konu olayda; taraflar arasındaki akrabalık derecesi ve olay tarihi dikkate alındığında davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı fazla olduğu, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekeceği-
Davaya konu yayın içeriği incelendiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu, davacı yararına daha az manevi tazminata karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekili, müvekkilinin yayın tarihinde başsavcı vekili olduğunu, gazetenin 19.02.2007 tarihinde yayınlanan "savcıya rüşvet soruşturması” başlıklı haberin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek manevi tazminat istemiş ise de haberde geçen tümcelerin yayının yapıldığı andaki görünürdeki gerçeklik ilkesine uyduğu, davacının HSYK’na verdiği ifadesi, gazetecinin müştekiden aldığı bilgileri belirli bir ölçüde abartma unsuru içinde kamuoyunun bilgisine aktardığı, haberin toplumu ilgilendiren bir konu olduğu, bu nedenle kamu yararının da bulunduğu anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yargıcın, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği-