Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve üslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Kitapta yer alan yazıların, daha önce başka bir yayın kuruluşunca da yayınlanmış olmasının, davalı yazarı sorumluluktan kurtarmayacağı–
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminat isteyebileceği, hakimin manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında, kusur oranını, sıfatı, işgal edilen makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alması gerekeceği, miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde göstermesi gerekeceği, tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerekeceği-
Davalı tarafından davacıya verilmiş olan olumsuz sicil notunun, idare mahkemesince “olumsuz sicil verilmesini gerektirecek yeterli neden bulunmaması” nedeniyle iptal edilmiş olmasının, tek başına davalının sorumluluğunu gerektirmeyeceği–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak kasten davacıya zarar vermek amacıyla veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği– Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği-
Bir hakime, uydurma ya da vehime dayanan gerekçelerle yahut gereksiz olarak “taraf tuttuğu” ithamında bulundurulmasının, “kural olarak” hakimin kişisel haklarına saldırı niteliğini taşıyacağı–