Davaya konu edilen yazının yayınlandığı derginin özellikle kapak kısmında PKK ile davacı kurumu özdeşleştirecek biçimde arma basıl-ması, sanki kurumun (davacının) adı geçen örgüt ile bütünleştiği sonucunu doğuracağından, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği –
Yaptığı yayında davacı taraftan “kartel medyası" olarak sözeden davalı tarafın bu davranışının, davacı tarafın kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği ve manevi tazminatı gerektireceği–
Kamu oyunun geniş ilgisini çeken bir olayda, ilgili olarak gözaltına alınmış olan kişinin beyanında (ifadesinde) geçen açıklamaların “haber” şeklinde verilmesinde, hukuka aykırılık söz konusu olmayacağı–
Davalının, Susurluk’ta ortaya çıkan olayları protesto etmek isteyen kişilerin bu eylemini eleştirmek için «mum söndü oynuyorlar» biçiminde bir değerlendirme yapmasının, A.i vatandaşların kişilik haklarına sal-dırı teşkil eder mi?–
“Alçak adam”, “pezevenk”, “şerefsiz adam” gibi sözlerle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunan davalının ceza mahkemesince ceza-sının iskat edilmiş olmasının, eylemin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmayacağı ancak taktir edilecek tazminat miktarını etkileyebileceği–
“Tehdit” eyleminden kaynaklanan ceza davasında “delil yetersizliği” nedeniyle verilmiş olan beraat kararının BK. 53 (şimdi; TBK. mad. 74) uyarınca hukuk hakimini bağlamayacağı–
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan «gerçek» ve «güncel» bir haberin (eleştirinin), özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda, hukuka aykırılığının ortadan kalkacağı ve tazminata hükmedilemeyeceği -Karar verme hakkının sınırlarının belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan «gerçeklik» unsurunun burada «somut gerçeklik» olmayıp, «kararın verildiği andaki olayın beliriş biçimine göre görünüşteki gerçeklik» olduğu- Yayınlanan haberin «gerçek» olması halinde, yayında «hukuka aykırılık» bulunduğundan söz edilemeyeceği ve davacı lehine -kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek- manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak kasten davacıya zarar vermek amacıyla veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği– Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği-