Kira sözleşmesinde yer alan 'muacceliyet kaydı'nın ('kira bedelinin gününde ödenmemesi halinde kalan ayların kira parasının muaccel olacağına' ilişkin kaydın) geçerli olacağı (Not: 6098 s. yeni TBK. mad. 346 ile ile kira sözleşmelerine konulan 'muacceliyet kayıtları'nın geçerli olmayacağı öngörülmüştür. Ancak; 6353 s. ve 04.07.2012 tarihli K.'nun 53. maddesi ile değiştirilen geçici madde 2'de "kiracının Türk Ticaret Kanunu'nda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu iş yeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354'üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanmaz. Bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır." denilmiş olduğundan maddenin kapsamına giren kiralık yerlerde eskiden olduğu gibi kira sözleşmelerine konulan "muacceliyet kayıtları" geçerliliğini sürdürecektir.)
Borçlu-kiracıya gönderilen “örnek: 13 no’ lu ödeme emri” nde yasal “30 gün” lük sürenin “7 gün” olarak belirtilmiş olması halinde, bu ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından, buna bağlı olarak icra mahkemesince “tahliye kararı” da verilemeyeceği-
Kira tespit kararından kaynaklanan kira farkı alacağının icra yoluyla takibi ve tahsili için, kira tespit kararının kesinleşmesinin beklenilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesine konu olan taşınmazın “tarla” olması halinde, “hasılat kirası” hükümlerine göre –ve kiracıya 60 günlük ödeme süresi tanınarak– uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Kiralanmış taşınmazın tahliyesi hakkındaki davada, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından, tahliyeye ilişkin ilamın da kesinleşmeden takip konusu yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı–
Bir takip dosyasında borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri icra mahkemesince iptâl edilmediği sürece, ikinci kez ödeme emri çıkartılamayacağı
“Kiracı-borçlunun alacaklının taraf ehliyeti bulunmadığına değinen” iddiasının, “borca itiraz” niteliğinde olup, icra dairesine bildirilmesi gerekeceği; bu nedenle borçlunun bu konudaki icra mahkemesine yaptığı başvurunun “şikayet” olarak kabul edilip, “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca, kendisine yapılacak icra takibinde avukat tutmak üzere kat malikleri kurulunca yetki verilmiş olan yöneticinin, (örnek: 13 sayılı ödeme emrine dayalı) takip yapıp tahliye davası açmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-