Maddi anlamda kesin hükümden söz edilebilmesi; diğer bir anlatımla yeni açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun söylenebilmesi için, birinci dava ile ikinci davanın konusunun, taraflarının ve dava sebeplerinin aynı olması gerektiği- Kesin hüküm olduğu kabul edilen her iki dava ile eldeki dava konusunun birbirinden farklı olduğu ve eldeki davada kesin hükümden söz edilmesinin mümkün olmadığı-
Daha önce açılan davada davalı olarak gösterilen kişiler aracın maliki ve sürücüsünün, eldeki bu davanın tarafları ise aracın sigortacısı ve taşıma sözleşmesinin tarafı olup, kesin hüküm olarak kabul edilen önceki davanın taraflarından farklı olduğu, bu durumda mahkemece bu dava için kesin hüküm olduğu nitelendirilen anılan davanın tarafları ile bu davanın taraflarının farklı olduğu gözetilerek işin esasına girilip tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlarla ilgili eldeki davadan daha önce açılıp karar tarihinden sonra kesinleşen .............. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ............. Esas sayılı davasının tarafları, konusu ve dava sebeplerinin aynı olduğu, hâl böyle olunca; önceki dava sonucu verilip kesinleşen hükmün eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturduğu-
Davalı sigortacının önceki davada taraf olmayışı nedeniyle, önceki davada verilen hükmün, eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği- Davalı sigorta şirketinin, sigortalısı olan dava dışı araç maliki ile birlikte, kazada zarar gören davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu- HMK'nun 303/5. maddesindeki düzenleme gereği müteselsil sorumlulardan biri olan araç malikine karşı açılan davada verilen hükmün, eldeki davada davalı için kesin hüküm teşkil edemeyeceği-
Talep edilen birikmiş nafaka alacağından borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasının aile mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Bozmadan sonra davacı erkek ise davasından feragat etmişse de, feragatten önce evlilik birliği ölümle sona ermiş olduğundan, davalı mirasçılarının TMK. 181 uyarınca davaya devam edebileceği ve mahkemece TMK. 181/2 gereğince tarafların kusur durumlarının belirlenmesi gerektiği-
İcra mahkemesi kararları kesin hüküm teşkil etmezler ise de, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı konuda ve aynı taraflar arasında daha önce verilmeleri ve kesinleşmeleri koşuluyla birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil edebileceği-
İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği- İrade fesadı hali ileri sürülmediğinden, mahkemece istemin reddi gerektiği-
Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hüküm kesinleşmiş ise; bu husus bir "yargılamanın yenilenmesi" sebebi olduğu (HUMK mad. 445/10)-  Tarafları, dava sebepleri ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucu aynı olan bir dava hakkında birbirine aykırı kesinleşmiş iki hüküm bulunması halinde, birinci hüküm lehine olan tarafın kesin hükümden istifade edeceği (HMK. mad. 303) ve yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, ikinci hükmün iptaline karar verileceği- Kesin hüküm, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, mahkemece, yargılamanın yenilenmesi sebebinin mevcut olup olmadığı resen araştırılması gerektiği- Kesin hüküm teşkil ettiği iddia edilen dosyalar mahkemece getirtilip incelenmeden ve yargılamanın yenilenmesi sebebinin olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu- 
İş bu davanın davacısının, davalı aynı sigorta şirketi aleyhine ......... Asliye Ticaret Mahkemesinin ...... esasında maluliyet tazminatına ilişkin dava açtığı, davacı vekilinin 06.07.2010 tarihli feragat dilekçesi ve 19.10.2010 tarihli duruşmadaki feragat beyanı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşıldığından, davalı sigorta şirketince süresinde kesin hüküm itirazında bulunulmuş olup, iş bu hüküm birleşen dava yönünden kesin hüküm oluşturduğundan yerel mahkemece, 6100 sayılı HMK 114/1-i ve 115/2. maddeleri gereğince birleştirilen davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-