Tanık listesi HMK. mad. 121 anlamında yazılı delil olmadığından, davalının cevap dilekçesinde tanık deliline dayandığını bildirmesi yeterli olup tanıkların isimlerini cevap dilekçesinde bildirmek veya tanık listesini cevap dilekçesine ekli olarak vermek zorunda olmadığı ve HMK. mad. 137 uyarınca davalıya tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi için süre verilerek, tanıkların celbi ile dinlenmeleri gerektiği- Davalı alacaklı tarafça delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlar yönünden somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediği kabul edilmiş ise de; HMK mad. 119/1-e ve 194 gereğince somutlaştırma yükünün yerine getirilmemiş olması halinde, önce hakimin davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini (yeni bir vakıa meydana getirmeden, sadece mevcut vakıa kapsamında) davalıdan istenmesi ile, yargılamaya devam edilerek karar verilmesi gerektiği-
Cevap dilekçesinde herhangi bir delil (HMK. mad. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için (HMK. mad. 145. maddesinde) belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya delil bildirmesi için süre verilemeyeceği- TMK. mad. 181/2 uyarınca, ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam edebilecekleri- "Bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı işçinin talep ettiği yıpranma priminin hesaplanabilmesi için, kanunda öngörülen kayıt ve belgeleri tutma ve işçinin bilgisine sunmakla yükümlü olan işverenin sunacağı, bordrolara ve puantaj kaydı gibi çalışma esaslarını gösterir belgelere ihtiyaç duyulduğu- Davacı işçinin yaptığı işin niteliği itibariyle TİS kapsamında olup olmadığı da uyuşmazlık konusu olup, mahkemece bu hususta mahallinde keşif yapılmak suretiyle sonuca gidildiği görüldüğünden, yıpranma priminin belirlenebilmesi için, davalı işverenin elinde bulunan kayıt ve belgelere ihtiyaç bulunmakta, ayrıca muhasebe işlemi gerekmekte olduğundan ve iş yerinde kayıt tutma dolayısı ile belgeleme yükümlüsü olan işverenin sunacağı bordrolara ve kayıtlara ihtiyaç bulunduğundan,  dava konusu edilen yıpranma primi alacağını belirlemesi davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındığında kendisinden beklenemeyeceği gibi, söz konusu alacağın belirlenebilmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Takip dosyasının incelenmesinde; takip talebinde ve icra emrinde alacaklı vekili olarak Av..... ismine ve adresine yer verildiği görüldüğünden; alacaklının takip dayanağı davada ve şikayete konu icra takibinde kendisini vekil ile temsil ettirdiği sabit olup bu durumda, şikayet dilekçesinin adresi belli olan vekile tebliği suretiyle tebliğ işlemi eksikliğinin giderilmesinin mümkün olduğu-
Davacı vekili, mahkemece kurulan ara karar gereğince verilen kesin süre içerisinde talep sonucuna ilişkin beyanda bulunmuş ise de, talep edilen alacak kalemlerinin miktarını açıkça belirtmeyerek ara karar gereğini yerine getirmediği, ancak, davacı tarafın dosyaya delil olarak sunduğu; faturanın 1500 adet davetiye gideri karşılığında düzenlendiği, düğün salonu kiralama sözleşmesinin ...  TL bedelli olduğu, sonradan kiralan düğün salonunca düzenlendiği ileri sürülen faturanın ... TL bedelli olduğu dosya kapsamından anlaşıldığından, dosyaya delil olarak sunulan faturalar ve sözleşmeden davacının bu alacak kalemlerine yönelik talep sonucu açıkça belirlenebilecek nitelikte olduğu ve bu durumda mahkemece, davacının maddi tazminat talebi yönünden dosyaya sunulan faturalar değerlendirilerek davacının dava dilekçesinde talep ettiği miktarla karşılaştırma yapılıp bilirkişi raporu da alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu "fazla çalışma ücreti", "ulusal bayram" ve "genel tatil ücreti" ile "hafta tatili ücreti" alacaklarının kanıtlanması için tanık deliline dayanıldığı ve söz konusu alacakların tanık anlatımları ile kanıtlanması durumunda hesaplanacak alacak miktarından hâkimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, somut olayda fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının "belirsiz alacak davasına" konusu olabileceği- Belirli süreli iş sözleşmesi süresinin bitiminden önce, işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilen işçinin, "bakiye süre ücretini" talep edebileceği- B.ye süre ücreti alacağından yapılması gereken indirim miktarı (TBK. mad. 438/2) da durum ve koşullara göre hakimin takdirine bağlı olup baştan belirli olmadığından, dava konusu bakiye süre ücreti alacağının da "belirsiz alacak davası" konusu olabileceği-
Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik talep bakımından, alacak iddiasının tanık anlatımlarına dayandırılması sebebiyle, davanın kabul edilmesi halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak uygun oranda takdiri indirim yapılması gerekliliği söz konusu olacağı ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmayacağından, söz konusu alacakların belirsiz alacak olduğu, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacakları bakımından ise, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, kullandırılmayan yıllık izin ücreti alacağını, belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği- 
22. HD. 13.11.2018 T. E: 14221, K: 24330-
Mahkemece, "davacının süresinde delillerini sunmadığı" gerekçesiyle kiralananın tahliyesine ilişkin davanın reddine karar verilmişse de, önceleme duruşmasında, taraflar arasındaki çekişmeli hususların tespit edilmesi ve tahkikatın çekişmeli hususlar esas alınarak yürütülmesi asıl olup mahkemece, taraflara dilekçelerinde dayandıkları, ancak henüz sunmadıkları delilleri sunmaları için kesin süre verilmesi gerektiğinden ve daha önce tensiple veya inceleme tutanağı ile verilmiş olan süre sonuç doğurmayacağından, davacı vekiline, kira sözleşmelerini, tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini, hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için ön incelemeden sonra kesin mehil verilmeden davanın neticeye bağlanmasının hatalı olduğu-
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları üzerinde durularak, tanıkların bordro tanığı olup olmadığının denetlenmesi, ilgili ticaret sicili müdürlüğünden dava dışı işverenlerin ticaret sicili kayıtları celp edilerek incelenmesi, davalılar ile dava dışı işverenler arasında bağlantı olup olmadığı araştırılması ve gerekirse tanıkların beyanlarına yeniden başvurulması gerektiği- İşin inşaat sektöründe olması dikkate alındığında, coğrafi koşullar ve iklim şartları itibariyle, her mevsim aynı düzende çalışmanın, işin niteliğine uygun olup olmadığının tartışılmaması hatalı olduğundan, bu yönde beyanları sorulmayan davacı tanıkları yeniden dinlenerek, her mevsim aynı koşullarda çalışılıp çalışılmadığı hakkındaki bilgilerinin sorulması, ardından her iki taraf tanık beyanları birarada değerlendirilerek karar vermesi gerektiği-