MK md. 409/2'ye göre akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirlenmesi; mahkemece ,sözkonusu kişinin ayırt etme gücüne sahip olup olmadığının belirlenmesi bakımından bu tarihten önceki veya sonraki zamanlara ilişkin olarak varsa ilaç reçeteleri,hasta müşahide kayıtları,yatarak herhangi bir hastanede tedavi görmüş ise tedavi evrakları bulunabiliyorsa röntgen,ultrason ya da MR belgeleri ile tüm doktor raporlarının davacıdan temin ettirilerek tedavi gördüğü yerler sorulup oralardan resmi yazılarla istenerek dosyanın bir bütün halinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili ihtisas dairesine gönderilerek adı geçen kişinin hukuki ehliyete haiz olup olmadığı konusunda rapor alınması gerekeceği-
Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için ya yetkili mercilerce mera olarak tahsis edilmiş olmasının veya bilinmeyen zamandan beri mera olarak kullanılıyor olmasının gerekeceği-
Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarihli ka­rarı ile TMK 713/2. maddesinde belirtilen olağanüstü zamanaşımı ile kazanma sebeplerinden ölüm hali ip­tal edilmiş olup; Anayasa Mahkemesinin iptal kararları­nın, kazanılmış hakların korunması ilkesi gereğince geriye yürümemesi asıl olduğundan 17.03.2011 tarihinden önce açılmış bulunan davalar bakımın­dan, kayıt malikinin kazanma koşullarını gerçekleş­tirmesi halinde, "maliki 20 yıl önce ölmüş olmanın" kazanılmış hakkın kabulü için geçerli bir sebep olduğu-
İmar, ihya ve zilyetlik nedenine dayalı tescil talepli davada varsa hava fotoğraflarından yararlanılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerekeceği-
Kapanmış veya terkedilmiş yolların zilyetlikle kazanılması mümkün olup; zilyetlik durumunun maddi olay ve vakıalarla belirlenmesinin gerekeceği-
Davacı Hazine’nin, taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istediği, dosya arasında bulunan ve teknik bilirkişice uygulandığı söylenen 1954 tarihli hava fotoğrafının, çok eski olup taşınmazın niteliği konusunda bilgi vermekten uzak olduğu, bozma ilamında iki ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğraflarından söz edildiği halde sadece 1984 tarihli hava fotoğrafıyla yetinilmesinin uyulan bozma ilamıyla doğan usuli kazanılmış hakka aykırı düşeceği-
Uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydının; malikin ölüm tarihin­den itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kayıt hukuken bir değer taşı­mayacağı ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği; yine dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesinin verdiği yürür­lüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.3.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun da kabulü gerekeceği-
Yargıtay 'ın yerleşmiş uygulamalarına göre gaiplik kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması halinde taşınmaza ilişkin tapu kaydı hukuki değerini kaybedeceği-
Gerek yasal hasım durumunda bulunan Hazine ve diğer kamu tüzel kişileri ve gerekse iptal ve tescil isteği nedeniyle davada taraf durumunu almış bulunan kayıt malikinin mirasçıları davalılar harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulmayacakları-