Yürürlüğün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihinden önce açılmış bulunan davalar bakımından maliki 20 yıl önce ölmüş ve o tarihten dava tarihine veya kayıt maliki adına bulunan tapu kaydının intikal gördüğü tarihe kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür davalar bakımından kazanılmış (müktesep) hakkın kabulü gerekeceği-
Kütükteki bilgi ve belgelerden, ge¬rekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı haller ile malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yeni-sinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılmadığı sonucuna varılabileceği-
Elbirliği mülkiyetinde dava konusu taşınmazın miras bırakan adına tesciline karar verilmesi istenemeyeceği; zira TMK'nın 28. maddesi hükmü uyarınca ölüm ile kişilik son bulduğundan davacı vekilinin talebinin tüm mirasçılar adına tescil talebi olarak değerlendirilmesi ve bu yönde hüküm kurulması gerekeceği-
Kadastro Kanunu'nun 14/1. madde ve fıkrasında zilyetlikle taşınmaz edinme bakımından, gerçek ve kamu tüzel kişisi niteliğinde bulunan köy tüzel kişileri bakımından herhangi bir ayrım yapılmadığından, davacı köy tüzel kişiliğinin aynı kadastro çalışma alanı içerisinde sulu toprakta 40, kuru toprakta ise en fazla 100 dönüm yer edinebileceği-
Müdahiller Hazine ve Orman Yönetiminin çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ettiği ve bu tür davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ileri sürülemeyeceği; mahkemece eldeki tapu iptal ve tescil davası yönünden, Kadastro Mahkemesi'nin 2008/2 esasına kayıt edilen orman kadastrosu ve 2/B işlemine itiraz davasının sonucunun beklenmesi ondan sonra davanın karara bağlanması gerekirken, işin esasına girilerek davanın vakıflar yönünden kısmen kabulüne, diğer kişiler yönünden esastan reddine, Hazine ve Orman Yönetimi yönünden ise hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilmesi için İİK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde sayılan koşulların yanında, malik sıfatıyla ve ekonomik amaca uygun şekilde tasarruf edilmesi gerektiği gibi tescil istenilen taşınmazın da iktisabı mümkün bulunan yerlerden olması gerekeceği, taşınmazın davacıların zilyetliklerinde bulunduğu anlaşılmakta ise de, dava konusu taşınmazın ne şekilde tasarruf edildiği, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususları araştırılmadığı,ayrıca; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulama imar planının bulunup bulunmadığının ve onay tarihlerinin davalı belediye başkanlığından sorulması, imar çalışmaları yönünden kazandırıcı zamanaşımına engel bir durumun olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasında tapu kayıt malikinin kim olduğunun tespit edilememesi halinde kayyım atanıp Defterdarlık aleyhine dava açılacağı ve tarafların tüm delilleri toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Adalet Bakanlığı 'nın yazılı emir talebinde yer alan dava konusu tüm taşınmazlar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu sicilinde kayıtlı taşınmazın; kazandırıcı zamanaşımı yolu ile tarım arazisi olarak kendi tapuya tescil edilmesini talep eden, kazandırıcı zamanaşımı şartlarını gerçekleştirmiş olsa dahi; mahkeme tarım arazisi niteliğinin ispatı için uzman bilirkişilerle keşif yolu ile maddi olayların tespiti yoluna gidilmesi gerekeceği-
Kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle tescilin; malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması, kim olduğunun bilinmesine yarayacak bilginin sicilden elde edilememesi durumu olduğu-