Şahit ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesinin, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmesinin gerekeceği, eksik incelemeyle karar verilemeyeceği-
Çelişkili sonuçları olan keşif üzerine dava konusu taşınmaz hakkında nihai karar verilebilmesi için, öncelikle arazideki yerinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanıp uzman teknik bilirkişiler aracılığıyla ölçekli krokiye işaretletilmesinin, bundan sonra iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmaza komşu 185 ada 107 nolu parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve varsa bu parsele ilişkin dava dosyalarının ilgili mahkemelerden, kadastro çalışmalarında uygulanan tapu kayıtları ve vergi kayıtlarının bulundukları Tapu Müdürlüğü ve İl Özel İdare Müdürlükleri’nden getirtilmesinin, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro Müdürlüğü’nden de sorulmasının, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğü’nden getirilmesinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Değişik 14/2.maddesi gereğince kuru-sulu araştırmasının yapılmasının gerekeceği-
TMK.nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davalarda da yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, eksik harcın davacı taraftan alınmasına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken Hukuk Genel Kurulu kararının aksine yargılama giderleri konusunda davalılar sorumlu tutulup hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bu hususun bozma nedeni yapılmadığı-
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu Kanun’da yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktarın sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyeceği-
Taşınmazların tespit edilen niteliği, dava tarihi ile keşif tarihi arasındaki uzun sayılmayacak süre, bulundukları ilçe ve köyün sosyo-ekonomik durumu ile taşınmazlar üzerinde yapılacak tarımsal faaliyetin getireceği kazanç dikkate alındığında, dava dilekçesindeki değerin esas alınarak uyuşmazlığın sulh mahkemesinde görülmesi gerekirken, yazılı şekilde görev nedeniyle davanın reddinin doğru olmadığı-
HUMK.nun da tanıklar hakkında yer alan hükümlerin aynı zamanda yerel bilirkişiler hakkında da uygulanacağı, HUMK.nun 265 (HMK.m. 261). maddesi gereğince tanıkların ayrı ayrı dinlenmeleri öngörüldüğüne göre yerel bilirkişilerin de birbirinden bağımsız dinlenmelerinin gerekeceği, bu uygulamanın usule aykırı olduğu-
Otoban alanı içinde yer alan dava konusu bir kısım yere ilişkin olarak, otobanın yapımına başlandığı tarihe kadar imar-ihya ve zilyetlikle kazanma koşullarının varlığının tespiti halinde bu kısım için mülkiyetin tespitine karar verilmesi gerektiğinin gözönünde bulundurulmamış olmasının doğru olmadığı-
Davalı Hazinenin yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin, TMK. nun 713/3.fıkrası uyarınca yasal hasım durumunda olup, hiçbir şekilde yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulamayacakları, bu tür davalarda davanın olumlu veya olumsuz sonuçlanması sonuca etkili olmayıp, tüm harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, eksik harcın davacıdan alınmasına ve davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, mahkemece, murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir taksimin olup olmadığının incelenmesi gerekeceği-