Dava dışı kalan mirasçıların, böyle bir davada 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı YİBK'na göre, sonradan muvafakatlarının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesinin de mümkün bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazın bahçesinde bulunan ağaçların yaşı dikkate alındığında dava tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetliği kanıtlamaktan uzak olduğu, öte yandan, Dairenin ve HGK. nun yerleşmiş içtihatlarına göre, hayvan barındırmak amacıyla ağıl yapmanın ekonomik amaca uygun kullanım olarak nitelendirilmediği, dosya içindeki bu bilgiler ve açıklamalar karşısında taşınmazın tarım arazisi olarak kullanılmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekeceği-
Dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği yürürlüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.3.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşullarının oluştuğu, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun da kabulünün gerektiği, bu gibi hak sahiplerinin 17.3.2011 tarihinden önce veya sonra dava açmalarının bir öneminin bulunmadığı, intikal tarihine kadar dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen bölümü üzerinde TMK.nun 713/2 maddesinde yazılı kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği hususunda duraksamamak gerekeceği-
Bilirkişi raporunda, taşınmazın 5. sınıf sulu dikili tarım arazisi olarak tescil edilmesi gerektiğinin belirtildiği, dava konusu taşınmaz "dağ" niteliği ile tescil harici bırakılan yerlerden olup, anılan yerlerde imar-ihyanın tamamlanmasından sonra ekonomik amaca uygun bir biçimde kazanmayı sağlayan zilyetliğin bulunması halinde iktisabının mümkün olduğu, öte yandan ve kural olarak 5. ve 6. sınıf arazilerinin imar-ihya ve zilyetlikle kazanılamayacağına ilişkin Dairenin kararlılık kazanmış içtihatları da gözetilerek taşınmazın niteliğinin tam olarak belirlenmesinin gerekeceği-
Bir yere toprak taşımanın imar ve ihya sayılmayacağı, öte yandan Dairenin ve HGK.nun yerleşmiş içtihatlarına göre, ev yapmanın ekonomik amaca uygun kullanım olarak nitelendirilmediği, kaldı ki davacının 1991 yılında başlayan imar-ihya çalışmalarından itibaren dava tarihine göre 20 yıllık sürenin geçmediği, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı ve önceki bayii adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden zilyetlikle sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümünde taşınmaz mal edinilip edinilmediği usulüne uygun şekilde araştırılmadığından, davacı ve bayii adlarına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla başkaca taşınmaz mal tespit yada tescil edilip edilmediği Kadastro Müdürlüğü, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanması, bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kural olarak kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin kaçırılmamasının gerekeceği; tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin aralıksız-çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesinin zorunlu olduğu-