Kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. mad. 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, paylaşımın yapıldığı görüşüyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi, paylaşımın yapılıp yapılmadığı konusunda alınan beyanların da sonuca ulaşmak bakımından yeterli görülmediği- HMK.nunda tanıklar hakkında yer alan hükümlerin aynı zamanda yerel bilirkişiler hakkında da uygulanacağı- HMK.nun 261. maddesi uyarınca tanıkların ayrı ayrı dinlenmesi öngörüldüğüne göre, yerel bilirkişilerin de ayrı ayrı dinlenilmesinin zorunlu olduğu- Kendiliğinden çağrılan ve keşifte dinlenilen tespit bilirkişisinin tanık sıfatıyla dinlenilmesinin usule aykırı olduğu-
Kök murisin ve öncesinde de babasının zilyetliğinin hangi tarihte başlayıp hangi tarihte sona erdiğinin açıklanmadığı, dava konusu taşınmaza ait belirtme tutanağı ile tablendikatif belgelerine göre taşınmaz, kök murisin işgalinde ise de, diğer taşınmazlarla birlikte şagillerince zaman zaman meradan açmak suretiyle işleyegeldikleri ve 10-12 yıldan beri üzerinde çiftçilik yapıldığından Tapu Kanunu’nun 35. maddesine göre Hazine adına tescil edildiği, taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre meradan açıldığı gözetilerek yöntemine uygun bir biçimde kadim ve tahsisli mera araştırılmasının yapılmasının zorunlu olduğu-
Dere yatağı, kayalık gibi yerlerin üzerine dışarıdan toprak taşınarak o yerin tarım arazisi haline getirilmeye çalışılmasının imar ve ihya sayılmadığı-
Kural olarak tespit öncesi nedenlere dayanılarak kadastro çalışmalarında haklarında tutanak düzenlenmeyerek tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında tespit harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar makul sürenin geçirilmemesinin gerekeceği-
Öncelikle çalılık ve makilik vasfı ile tescil harici bırakılan dava konusu yer bakımından orman araştırması yapılmasının zorunlu olduğu, 3116 sayılı Yasa’ya göre orman tahditi yapılıp yapılmadığı ya da 6831 sayılı Yasa hükümleri uyarınca çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılmasının zorunlu olduğu, nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kanunları gereğince bir çalışma yapılmamış ise, o takdirde en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarından yararlanarak (MAH uygulaması yapılarak) taşınmaz ve çevresinin durumunun belirlenmesinin gerekeceği-
Ziraatçi bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaz bölümleri yönünden davacılar lehine kazanma koşullarının oluşmadığı, mahkemece, bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı anılan uzman ziraatçi bilirkişi raporu doğrultusunda davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken soyut nitelikli yerel bilirkişi ve tanık ifadesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Paftasında orman nitelemesi yapılarak tapulama harici bırakılan yerlerde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin, ancak o yerde orman kadastrosu yapılıp kesinleştikten sonra başlayacağı, yörede henüz orman kadastrosu yapılmadığına göre, taşınmazların arazi kadastrosunda hangi nitelikte tapulama harici bırakıldığının belirlenmesi, yöreye ait ve son 20 yılda düzenlenmiş hava fotoğrafları, memleket haritaları varsa amenajman planları getirilerek tanıkların zilyetliğe ilişkin beyanları bu belgelerle denetlenmesi, taşınmazların hangi idari birimde kaldığı belirlenmesi, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, öncesi orman olan bir yerin üzerinden orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmesi, çevrede henüz orman kadastrosu yapılmadığından taşınmazların zilyetlikle kazanılmayacağı göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Kadastro işlemlerinden sonra tapulu taşınmazlar için vaki olacak miras taksim sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması gerekeceği (TMK. mad. 676/son), taksim sözleşmesinin tapuda yapılan resmi senetle mirasçılar arasında yapıldığına ve yapılan bu resmi senede bağlı paylaşım hukuken tarafları bağladığına göre davacının daha önce kararlaştırılan taksimden döndüğünün kabulü gerekeceği ve babanın sağlığında çocukları arasında yaptığı paylaşıma dayanılarak iptal ve tescil istenemeyeceği-
193 ada 4 sayılı parselle ilgili Kadastro Mahkemesi’nde eldeki dava dışında açılan bir başka dava ve istek yok ise, kesinleşen bu parsele ilişkin tutanak gözetilerek tapuda tescil işleminin yapılmasının sağlanmasının, kayıt malikleri belirlendikten sonra hatalı istek de gözönünde bulundurularak durumun değerlendirilmesinin, söz konusu parselin davacılara ait olmadığının belirlenmesi halinde, dava konusu yerin kazanma koşullarının davacılar yararına oluştuğu gözetilerek bağımsız parsel halinde adlarına eşit oranda tapuya kayıt ve tescilinin düşünülmesinin gerekeceği-
Yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinileceği, taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlemin tesbit dışı bırakma işlemi niteliğinde olduğu-