Borçlu şirketin taşındığı yeni adresinde herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmamasına karşın, ayrıldığı adreste öncesinde başka bir şirketin şube açıp, sonrasında (G ) Ltd. Şti isimli bir başka şirketin ticari faaliyette bulunduğu, haciz için adrese gelindiğinde vergi levhasının (G....... ) Ltd. Şti'ne ait olduğu halde, işçilerin borçlu şirkete iş elbiselerini giymeleri ve adı geçen şirketin borçlu şirket ile aynı iş kolunda faaliyette bulunması hususları dikkate alındığında, her üç şirkete ait ticaret sicil kayıtları ile banka ve defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şirketler arasında hukuki veya fiili irtibat bulunup bulunmadığı, birbirlerine mal aktarımı yapıp yapmadıkları yönünde inceleme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Hakkında yapılmış olan icra takibinin kesinleşmesinden sonra sanık-borçlunun sahip olduğu araç ile bir taşınmazını satması sonucunda, borcunu ödeyebilecek miktarda başka mal varlığı bulunup bulunmadığı ve taşınmazını yeni işyeri almak için aldığı banka kredi borcunu ödemek için satmış olup olmadığı hususlarının araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gerekeceği-
Olayın oluş şekline ve suça iştirak ederek katıldığı iddia edilen sanıkların eylemine göre, 5237 sayılı TCK’nun 37-41. maddelerinde düzenlenen suça iştirake ilişkin hükümlerin uygulanması gerekeceği-
İİK'nın 331. maddesindeki suçun oluşması bakımından; borçlu sanığın hangi borçlarını kapatmak maksadıyla aracını sattığının, satıştan elde ettiği para ile bahsettiği borçlarını ödeyip ödemediğinin araştırılıp, kendisine tüm delillerini sunması için süre verilerek, varsa bu borcunun bu dosya borcundan önce olup olmadığının, söz konusu borcunun muvazaaya dayanıp dayanmadığının incelenerek, işlemin alacaklıları zarara uğratmak kastiyle yapılıp yapılmadığının belirlenmesinin gerektiği-
Sanığın alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla aracını sattığı iddiası karşısında, satışın borcunu ödemek maksadıyla yapıldığını savunan sanığın bu borcun muvazaaya dayanıp dayanmadığı, satıştan elde ettiği para ile bahsettiği borçlarını ödeyip ödemediğini kanıtlaması gerekeceği-
Mal beyanında bildirilen taşınmazın haczedildiği, sanığın kastının tayini açısından hacizli taşınmazın suç tarihi itibariyle değeri belirlenerek borcu karşılayıp karşılamadığı, devredilen işyerinin kime ait olduğu ve bu devir işleminin muvazaaya dayalı olup olmadığı araştırılmaksızın sanığın beraatine karar verilemeyeceği-
Şikayet dilekçesinde yer alan “borçlu-sanığın yetkilisi olduğu şirketin malvarlığını, işçisi olan kişiye kurdurttuğu şirkete devrettiğine” yönelik iddialar dikkate alınarak, her iki şirkete ait ticari defterler getirtilerek, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, herhangi bir mal devredilip devredilmediğinin, devredilmiş ise, bunun alacaklıdan mal kaçırma amaçlı olup olmadığının, sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gerekeceği-
Sanıklara isnat edilen suçun İİK.’nun 333/a maddesinde öngörülen suç olmasına rağmen, şikayet dilekçesinde iddia edilen huşuların sabit olması halinde, sanıkların eyleminin, İİK.’nun 331/I. maddesinde yaptırıma bağlanan “alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçu” nu oluşturması halinde mahkemece sanıkların atılı suçtan dolayı beraatlerine karar verilmesi gerekeceği-
Borçluların adlarına kayıtlı bulunan ve haklarında devam eden icra takibi nedeniyle üzerlerine haciz ve ipotek konulmuş bulunan taşınmazların, bu haciz ve ipotek miktarları dikkate alınarak, değerleri saptanıp, şikayet tarihindeki mal varlığının borcu karşılar miktarda bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekeceği-
Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentilerin fabrika sahasında bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporuna karşın, bir yıl sonra yapılan keşif sonunda alman bilirkişi raporunda da bu kez teferruat listesindeki makine ve teçhizatın fabrika sahasında olduğunun belirtilmesi nedeniyle, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve hükme esas alınan 7/4/2008 tarihli bilirkişi raporuna diğerlerine göre ne sebeple üstünlük tanındığı kararda tartışılmadan sanıkların beraatlarına karar verilemeyeceği-