İİK’nun 331. maddesinde; bu maddede düzenlenen suç karşılığında “6 aydan 3 yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası” yaptırım altına alınmış olmasına rağmen, mahkeme sanığın “6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” dair verilen mahkûmiyet kararının isabetli olmayacağı; ayrıca verilen karara karşı “temyiz” yolu yerine “itiraz” yoluna başvurulacağının belirtilmesinin de yasaya aykırı olacağı-
“Borçlu şirket yetkililerinin, alacaklılardan mal kaçırmak kastiyle muvazaalı olarak başka şirketler kurarak faaliyetlerini sürdürmekte oldukları”nın ileri sürülmesi halinde, bu şirketler arasında hukuki veya fiili bağın belirlenebilmesi için, tüm şirketlere ait defter ve belgeler ile banka hesapları üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, sadece borçlu şirket defterlerinin incelenmesi ile yetinilerek, İİK.’nun 331. maddesinde düzenlenen suçtan dolayı sanıkların beraatine karar verilemeyeceği-
İİK.’nun 352/II maddesi uyarınca “takibi şikayete bağlı suçlarda dava ve cezanın 354. maddede yazılı sebeplerle düşeceği” nin kararda belirtilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket hakkında devam eden icra dosyaları getirtilip incelenerek, “sanıkların işlerinde ağır ihmallerde bulunarak, acizlerine kendi fiilleriyle sebebiyet verip vermedikleri yahut durumun kötülüğüne rağmen durumlarını daha da ağırlaştırıp ağırlaştırmadıkları” konusunda araştırma yapmaksızın, eksik inceleme ile İİK.’nun 332. maddesinde düzenlenen suçtan dolayı beraatlerine karar verilemeyeceği-
İİK.’nun 331. maddesinde düzenlenmiş olan suçtan dolayı alacaklının icra mahkemesine yapacağı şikayet üzerine yargılamaya başlanması gerekmesine rağmen, bu suçtan dolayı C. Savcılığı tarafından iddianame ile davanın açılmış olmasının, açılan davaya “kamu davası” niteliği kazandırmayacağı; şikayetçi vekilinin tüm duruşmalara katıldığı gözetilerek, yargılamaya devam edilip davanın esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 333/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, ticari işletmenin usulüne uygun olarak tebliğ edilen ödeme/icra emrinde borcu ödemesi için tanınan sürenin son günü itibariyle borcu ödeyebilecek ekonomik güce sahip olması ve yönetim yetkisine sahip olan sanıkların kasıtlı olarak ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek, alacaklıları zarara sokmaları, ayrıca sanıkların eyleminin başka bir suç oluşturmaması gerekeceği-
“Sanığın işyerini, alacaklılarını zarar sokmak kastıyla yanında çalışan satış elemanına devrettiği” nin iddia edilmesi halinde, vergi dairesi başkanlığından ve belediye başkanlığından devir durumu ve devir tarihi araştırılarak, sanığa atılan suç hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
“Borçlu şirkete ait araçların satışından elde edilen gelirin şirket kayıtlarına geçtiği, elde edilen gelirin mal alımı ve çeşitli ödemeler için kullanıldığı” dosyadaki bilirkişi raporundan anlaşılmış ise de, hiçbir takibe uğramayan kişisel borçlara ilişkin ödemeler bu kapsamda değerlendirilemeyeceğinden, satıştan elde edilen gelirle hangi borçların ödendiğinin, vergi ya da SSK borcuna ilişkin bir ödeme bulunup bulunmadığının, bu borçların herhangi bir takibe konu edilip edilmediğinin araştırılmaksızın, eksik incelemeyle “sanıkların beraatlerine” karar verilemeyeceği-