Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesine ilişkin olarak, AİHM kararlarıyla ceza davalarında sanığın hazır bulunması gerekliliği öngörülmekle birlikte, gerekli işlemler yapılmasına rağmen ilgili kişiye duruşmanın haber verilememesinin bu duruma istisna olarak getirildiği-
Atılı suçun oluşabilmesi için aciz belgesinin alınması zorunlu değil ise de, aciz belgesinin alınmadığı hallerde alacaklı tarafın alacağını alamadığını ispatlamasının gerekeceği-
“Borçlu-sanığın alacaklısını zarara uğratmak kastıyla taşınmazlarını yakın akrabalarına ve arkadaşlarına devrettiğine, hacizleri önlemek maksadıyla bazı taşınmazları üzerinde rehin ve ipotek tesisi ettirdiğine ve güvendiği arkadaşına sahte borç ikrarının içerir 3 adet çek verdiğine” yönelik iddiaların, dilekçede gösterilen deliller çerçevesinde değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekeceği-
Sanık hakkında devam eden takip dosyaları bulunup bulunmadığının varsa takip miktarı ile haciz durumunun ve sanığın sosyal yaşantısı ve geliri ile orantılı harcama yapıp yapmadığı konularında usulüne uygun araştırma yapıldıktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 331. maddesinde düzenlenen “alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçu” nun oluşumu için, borçlu hakkında “aciz belgesi” alınmasının zorunlu olmadığı, alacaklının “alacağını alamadığını” ispatlaması halinde de, maddedeki suçun unsurları itibariyle oluşacağı-
Sanığın, boşandığı eşine sahip olduğu taşınmazını devretmesinin ve daha sonra borçlu hakkında icra takibi başladığının anlaşılması karşısında, “tarafların halen birlikte yaşayıp yaşamadıkları” konusunda zabıta araştırılması yaptırılmadan, İİK.’nun 331. maddesinde düzenlenen suçtan dolayı sanık hakkında hüküm kurulamayacağı –Borçlu sanığa ait araca dosya borcundan dolayı haciz konulmuş ise de, araç üzerinde vergi dairesinin haczi bulunması nedeniyle, aracın değerinin, diğer hacizli dosya alacağını karşılamasından sonra bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı belirlenmeden, eksik incelemeyle sanığın cezalandırılmasına karar verilemeyeceği-
İİK’nun 331. maddesinde düzenlenmiş olan suçun oluşumu için gereken en önemli koşullardan birisinin de “alacaklının alacağını tahsil edemediğini ispatlaması” olduğu, bu durumun alacaklı tarafın takip dosyasında yaptığı işlemlerle kanıtlanabileceği, bu hususu ispat yükünün alacaklıya düştüğü-
“Borçlunun tapulu taşınmazlarını kızı ve eşinin üzerine, tapusuz taşınmazlarını da başka bir kişiye devrettiği”nin iddia edilmesi, tapu sicil müdürlüğünden gelen müzekkere cevabında ise “sanığın tüm taşınmazlarını başka bir kişiye devrettiği”nin bildirilmesi, ayrıca alacaklının alacağını tahsil edememesi karşısında, sanığın nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek, sanığın taşınmazlarını devralan kişiler ile sanık arasında akrabalık bağının bulunup bulunmadığı ve devir işlemlerini “alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla yapıp yapmadığı” araştırılmaksızın, sanığın beraatine karar verilemeyeceği-
Sanığın alacaklılarını zarar uğratmak kastıyla iki taşınmazını üzerindeki ipoteklerle birlikte devrettiğinin anlaşılması karşısında, taşınmazların değeri ile ipotek borcu belirlenerek, taşınmazların değerinin, üzerindeki ipotek alacaklarının karşılanmasından sonra, müteakip, bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı tespit edilerek, sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekeceği-