Tasarrufun iptali davalarında mahkemece -davalı tarafından yetki itirazında bulunulmamış olması halinde- doğrudan doğruya "yetkisizlik kararı" verilemeyeceği-
4389 sayılı -yürürlükten kalkmış olan- Bankalar Kanununun değişik 14/5-d maddesi uyarınca verilen "devir kararı"nın teknik anlamda bir "yetkisizlik kararı" olmadığı-
Davacının amacının tapunun iptâli değil, alacağına kavuşmak olduğu; bu bakımdan alacaklının borçludan alacağının sağlanması için İİK.nun 283. maddesi gereğince satış sözleşmesinin ve kaydın iptâline gerek kalmaksızın dava konusu taşınmazın haciz ve satışının istenebilmesi yönünde hüküm kurulması gerektiği-
İptal davası "ayni" bir dava olmayıp "şahsi" (kişisel) dava olduğundan, davanın konusu taşınmaz dahi olsa, özel yetki hükmü olan -ve taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkili olduğunu belirten- HUMK. mad. 13'ün (HMK mad. 12'nin)iptal davalarında uygulanamayacağı–
Önceki icra takibi iptal edilmişse de davacının yeni bir icra takibi yapabileceği, icra takibinin, tasarrufun iptali için açılan dava tarihinden sonra yapılmasının önemli olmadığı; yargılama aşamasında borçlular hakkında icra takibinin varlığının yeterli olduğu- İcra takibine itiraz edildiğinden, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
"Tasarrufun iptali davası"na ilişkin "dava dilekçesi" ile dava sonunda verilen "karar"ın, "mecburi dava arkadaşı" durumunda bulunan tüm davalılara tebliğ edilmeden yargılama yapılamayacağı-