Fon -4389 s. Bankalar K. mad. 15/3 uyarınca- her türlü harçtan muaf olduğundan, yargılama sonunda mahkemece Fon'un yargılama harcı ile sorumlu tutulamayacağı-
Tasarrufun iptali davası sırasında alınan ihtiyati haczin de davanın kazanılması ve İİK. 100/1. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde, diğer hacze iştirak hakkı vereceği–
Kredi sözleşmesine dayalı bir dava olmayan tasarrufun iptali davalarının tüketici mahkemelerinde görülemeyeceği-
Tasarrufun iptali davalarının ancak istihkak davalarına karşı "karşılık dava" şeklinde açılmış olmaları halinde (İİK. 97/XVII) icra mahkemelerinde görülebileceği (Bağımsız olarak açılan tasarrufun iptali davalarının ise genel mahkemelerde görülebileceği)-
Tasarrufun iptali davası, dava konusu taşınmazın/taşınırın aynı ile ilgili olmadığından dava sonucunda verilen kararda hükmedilen avukatlık ücretinin ve yargılama giderinin tahsili için ilamın kesinleşmesi koşulunun aranmayacağı-
Üçüncü kişinin, alacaklıya karşı icra mahkemesinde açtığı istihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının, “karşılık olarak” tasarrufun iptali davası açabileceği; bu halde tasarrufun iptali davasının konusunun yalnızca üçüncü kişinin davasına konu ettiği hacizli mala ilişkin olabileceği, bunun dışındaki mallarla ilgili olarak açılan iptal davalarının, istihkak davası ile birlikte incelenemeyeceği-
Danışıklı (muvazaalı) işlem (BK. 18; şimdi; TBK. mad. 19) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişilerin, bu danışıklı (muvazaalı) işlemin geçersizliğini ileri sürebilecekleri, çünkü danışıklı (muvazaalı) bir hukuki işlemin onlara karşı işlenmiş bir "haksız fiil" niteliğinde olduğu, "desteklerini öldüren" davalının (ya da "trafik kazasında yaralanmasına neden olan" davalının veya "boşanma davasına bağlı olarak açılan maddi/veya manevi tazminat veya nafaka davalarında, boşandığı eşinin") diğer davalıya -kendilerine tazminat (ya da nafaka) ödememek için- yaptığı danışıklı (muvazaalı) satış işleminin iptali istemiyle davacılar (alacaklılar) tarafından iptal davasında, davacıların açtıkları tazminat (ya da ceza) davasının sonucunun beklenilmeden davacıların davalıdan ne kadar alacaklı olduğu belirlenmeden, iptal davasının sonuçlandırılamayacağı–
"Tasarrufun iptali davası" ile "olumsuz tesbit davası"nın -yargılama usulleri farklı olduğundan- birlikte aynı mahkemede görülemeyeceği, mahkemece "ayrılma kararı" verilerek ayrı esaslara kaydedidilip sonuçlandırılması gerekeceği-
Borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişilerin yakın akraba olmaları, tüm satışların kısa zaman aralıkları ile yapılmış olması, taşınmazlar üzerinde çok sayıda ipotek ve hacizlerin bulunması halinde, borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişilerin iyiniyetinden söz edilemeyeceği, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak kastıyla hareket ettiğinin bu kişilerce biliniyor olmasının kabulü gerekeceği–
