Tasarrufun iptali davasına konu olan taşınmaz üzerine, taşınmazı borçludan satın alan (devralan) üçüncü kişinin alacaklıları tarafından konulan haczin, tasarrufun iptali davasını kazanmış olan alacaklıya karşı önceliği bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davalarının "Bankalar Kanunu'ndan kaynaklanan uyuşmazlık" niteliğinde bulunmadığından, bu davalara 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 142 (ve yürürlükten kalkmış olan 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14/5-d maddesi) uyarınca; ticaret mahkemelerinde bakılamayacağı-
Tasarrufun iptâli davasını kazanan alacaklıların tapu kaydında düzeltme yaptırmadan koydurdukları haczin -İİK'nun 283. maddesine göre- geçerli olacağı-
Tasarrufun iptali davalarının ancak istihkak davalarına karşı "karşılık dava" şeklinde açılmış olmaları halinde (İİK. 97/XVII) icra mahkemelerinde görülebileceği (Bağımsız olarak açılan tasarrufun iptali davalarının ise genel mahkemelerde görülebileceği)-
İstihkak davasına karşı İİK. 277 vd. maddelerine göre tasarrufun iptali davası açılmasına gerek olmadan "muvazaa (danışıklık) iddiası"nın ileri sürülebileceği-
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
4389 sayılı -yürürlükten kalkmış olan- Bankalar Kanunu 14/V-d maddesi uyarınca verilen "devir kararı"nın teknik anlamda bir "yetkisizlik kararı" sayılmayacağı (ve dolayısıyla bu durumdan HUMK.nun 193. (şimdi HMK.'nun 20.) maddesindeki on günlük (şimdi;iki haftalık) sürenin uygulanmayacağı)-