Tasarrufun iptali davasının "dava koşulunun oluşmamış olması nedeniyle" reddi halinde, davalı yararına (davacı kamu idaresi aleyhine) "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası sonuçlanıp kesinleşmeden tasarrufun iptali davasının esası hakkında karar verilemeyeceği, başka bir deyişle itirazın iptali davasının, tasarrufun iptali davası için ön mesele teşkil edeceğini-
Mahkemece -örneğin, takip konusu borcun ödenmesi nedeniyle- "davanın konusu kalmaması" halinde, "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilirken ayrıca, davalıların dava açılmasına sebebiyet vermiş olmaları halinde "davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de sorumlu tutulmaları" gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında -uyuşmazlığın niteliği itibariyle- ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı-
Alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının, alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresini kesmeyeceği-
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
"Borçlunun eşi lehine yapmış olduğu tasarrufun iptali" için açılan davanın kabul edilip verilen kararın Yargıtayca onanmış olmasının, borçlunun kızı lehine yaptığı satış işleminin iptali için açılan davada, "borçlu aleyhine güçlü bir delil" oluşturacağı-
Önceki davada hüküm altına alınmamış olan alacağın fer'ileri (faiz ve yargılama giderleri) için yeni bir iptal davası açılabileceği-
Davacı-alacaklının dilerse BK’nun 18. maddesine göre, dilerse İİK’nun 277 vd. göre «muvazaa sebebiyle» iptâl davası açabileceği- HUMK’nun 76. (şimdi; HMK'nun 33.) maddesine göre, bir davada ileri sürülen maddi olgu ve bulgulara göre yasa maddelerini bulmak ve davanın hukukî nitelendirmesini yapmanın, hakimin doğrudan görevi olduğu–