Tasarrufun iptali davasında, borçlu tarafından icra mahkemesinde açılmış olan "imzaya itiraz" davasının sonucunun "bekletici mesele" sayılarak beklenmesi gerekeceği–
"Taraf teşkili" kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetileceğinden, aralarında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunan "borçlu" ya da "üçüncü kişi"nin açılan davada davalı olarak gösterilmemiş olması halinde, bu kişiye usulüne göre dava dilekçesi tebliğ edilip, kendisine savunma olanağı tanınmadan tasarrufun iptali davasının sonuçlandırılamayacağı–
"Dava şartı"nın gerçekleşmemiş olması nedeniyle (örneğin"hak düşürücü süre", "husumet", "kesinleşmiş geçerli bir icra takibi bulunmaması", "davacının davalı borçluda bir alacağı bulunmaması", "borcun, tasarruftan önce doğmuş olması", "aciz belgesi bulunmaması" vb. nedenlerle) iptâl davasının reddedilmesi halinde -Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/II. maddesi uyarınca- davalı lehine "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
İptal davası "ayni" bir dava olmayıp "şahsi" (kişisel) dava olduğundan, davanın konusu taşınmaz dahi olsa, özel yetki hükmü olan -ve taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkili olduğunu belirten- HUMK. mad. 13'ün (HMK mad. 12'nin)iptal davalarında uygulanamayacağı–
Kamu alacağından dolayı 6183 sayılı Kanuna göre tasarrufun iptali davası açılabilmesi için öncelikle "kesinleşmiş ve muaccel hale gelmiş bir kamu alacağı"nın bulunması (borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmiş ve ödeme emrinin kesinleşmiş olması) gerektiği; bu nedenle borçlu tarafından, gönderilen ödeme emrinin iptali için idare mahkemesine açılan davanın sonucunun, açılan tasarrufun iptali davasında "bekletici mesele" yapılması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de “takip konusu alacağın kesinleşmiş olması” gerektiğinden, takip konusu borca itiraz edilmiş olması ve alacaklı tarafından “itirazın iptali davası” açılmış olması (ya da; icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması”nın talep edilmiş olması) halinde, mahkemece bunların sonucunun (kesinleşmesinin) “bekletici mesele” yapılması gerekeceği –
Tasarrufun iptali davalarında "yetki itirazı"nın, davalılarca en geç ilk oturumda ve esasa girilmeden önce ileri sürülmesi gerekeceği–
Borçlunun şirketteki %49 hissesini devralan diğer davalı hissedarların, borçlunun mali durumunu bilmediklerini ifade edemeyecekleri–
Tasarrufun iptali davası sonucunda mahkemece "karar örneğinin tapuya gönderilmesine" şeklinde hüküm kurulamayacağı, çünkü tasarrufun iptali davasının taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı-