Tasarrufun iptali davasında görev-
Edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu- Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde üçüncü kişinin  iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği- Üçüncü kişi ile borçlunun hemşehri olmaları ve  burasının çok küçük bir ilçe olması karşısında, davalı üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarım ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü gerektiği (İİK. mad. 280/1)- Borçlu ile eşinin halası durumundaki davalı arasındaki tasarrufun bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu- Davalı üçüncü kişinin, yeğeninin kocası olan borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarım ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceği- Tasarrufa konu malın davalı üçüncü kişi tarafından dava dışı bir şahsa satılmış olması ve ve aracın son maliki hakkında iptal isteminde bulunulmaması halinde, üçüncü kişinin, İİK. mad. 283/2 uyarınca bedele dönüşen davada, malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerektiği- Borçlu ile tasarrufta bulunmayan davalı dördüncü kişi yönünden, bedeller arasındaki mislini aşan farkın tek başına iptal nedeni olmayacağı- Davalı borçlu ile davalı dördüncü kişi arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastının üçüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın da ispat edilemediğinden, davalı dördüncü kişi hakkındaki davanın reddi; davalı üçüncü kişi yönünden ise davanın bedele dönüştüğünün kabul edilmesi gerektiği-
İcranın geri bırakılması kararı ile borçlunun borçtan kurtulmuş olduğunun söylenemeyeceğinden, muvazaa istemine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasında, davacının açtığı alacak davasının sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunması, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması ve bu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği, İİK'nın 278/III-2 maddesi uyarınca edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olacağı- Davalı borçlunun iflası ve 2. alacaklılar toplantısında da tasarrufun iptali davalarının iflas idaresi tarafından takip edileceğine karar verilmiş olması karşısında, davacı sıfatını iflas idaresinin kazanmış olacağı, 2. alacaklılar toplantısının bu kararı aldığı tarihten sonra davayı yürütmekte olan (TMSF’nin ve ondan temlik alan) şirketin davadan feragate yetkilerinin kalmayacağı-
Tasarrufun iptali davalarında -uyuşmazlığın niteliği itibariyle- ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı-
İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan tasarrufun iptali davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu-
Borcun ödenmesi sebebiyle konusuz kalan tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesinin doğru olacağı-
Yapılan devirlerin "alacaklıyı zarara uğratmak" kastıyla yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması ve açılan tasarrufun iptali davasının kesinleşmesinin beklenmesi ile sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerektiği- Şikayetten vazgeçme halinde İİK.’nun 354. maddesi uyarınca ‘davanın düşürülmesine’ karar verilmesi yerine, ‘şikayet hakkının düşürülmesine’ karar verilemeyeceği-
Rayiç değeri 42.000 TL olan taşınmazın 180.000,00 TL'ye satın alınmasının, hayatın olağan akışına uygun olmadığı-
Takip dayanağı bonoların tanzim tarihi iptali istenen satıştan sonra olduğundan, borcun iptali istenen tasarruftan önce doğmasının dava ön koşulu olup, mahkemece re'sen araştırılacağı, dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı-