İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının davacının genel hükümlere göre muvazaaya (TBK. 19) dayanarak dava açmasına engel olmadığı- Davacı tarafından aralarında davalı borçlunun da bulunduğu davada, dava konusu taşınmaz için tapu iptali tescil olmadığı takdirde alacak davası açıldığından, bu dosyanın sonucu beklenerek davacının alacaklı olduğu belirlendiği takdirde (dava konusu taşınmazının tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili karar verilmesi halinde ise, tasarrufun iptali davası konusuz kalacaktır) eldeki dava yönünden TBK'nun 19. madde gereğince danışıklı işlemin var olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesinin yasa gereği olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında, temyiz süresinin 15 günlük yasal süreye tabi olduğu (HUMK. mad. 432)-
İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği, bu davaların niteliği itibariyle ticari dava olmadığı-
Davacı-karşı davalı 3. kişi vekili tarafından açılan istihkak davası feragat nedeniyle reddedilmiş olmakla maktu karar ve ilam harcının 2/3'ünün davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, 11.355,50 TL nispi karar ilam harcının davacıdan (karşı davalı üçüncü kişi) tahsiline, yine davalı (karşı davacı alacaklı) vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davası feragat nedeniyle reddedilmiş olmakla maktu ret karar ve ilam harcının 2/3'ünün davalı (karşı davacı alacaklı) üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken 5.593,50 TL nispi karar ilam harcının davalıdan (karşı davacı alacaklı) tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu-
İptale tabi tasarrufun konusu olan taşınmaz hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği ve teminatın lüzum ve miktarının mahkemece takdir ve tayin olunacağı-
İİK'nun 278/2. maddesinde aktin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptale tabi olduğu,taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında bir misli ve daha fazla farkın fahiş olarak kabul edileceği bu durumda 3.kişinin iyi niyeti ya da borçlunun alacaklısından mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği konusunu bilip bilmemesinin önem arz etmediği- Tasarrufun iptali davalarında karar harcının, tasarrufa konu malın gerçek değeri ile davacının alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden hesaplanması gerektiği-
Dava sırasında ipotekli olan taşınmazın ipotek alacaklısı tarafından cebri icra yoluyla satışının yapılmış olmasının davacının yargılama esnasında öğrenebileceği bir husus olup, hükümden sonra yeni bir durumun öğrenilmesi ve hükmün esasını etkileyecek bir belgenin ele geçirilmesi olarak kabul edilemeyeceğinden davacının yargılamanın iadesi davasının reddine karar verileceği-
Davalı borçlu ile davalı 3. kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu, yetki itirazının zorunlu dava arkadaşları tarafından birlikte yapılması gerekeceği-
Dava konusu ihtiyati haczi konulan taşınmazın değeri takip konusu alacağı karşıladığından davalı 3. kişinin taşınır ve taşınmaz malları üzerine konulan ihtiyati haczin İİK. 281. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verileceği-