Taraflar arasındaki iflas davası-
Davacının, davalıdan takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu, davalıya çıkartılan depo emrinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalının depo emrini yerine getirmediği anlaşıldığından tacir olan davalının iflasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalıya depo emrinin tebliğinden sonra tebligat parçasının dönmemesi nedeniyle, mahkemece ikinci bir depo emri tebliğine karar verildikten ve depo emri çıkarıldıktan sonra, celsede ikinci kez çıkarılan depo emri tebligatı beklenilmeksizin birinci depo emrinin gereği yerine getirilmediği gerekçesiyle iflas kararı verilemeyeceği-
Mahkemece, davacı tarafça oturumda davadan feragat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği halde, davalı adına yatırılan depo parasının davacıya ödenmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Gerek dava dosyasında ve gerek Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında bulunan raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulması doğru olmadığından, taraflar arasındaki alacağın net olarak hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği gibi depo tutarının hesaplanmasında yasada yeri bulunmayan icra inkar tazminatının hesaba dahil edilmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin vade ve vade sonrası dönemine ilişkin sözleşme ve yasa hükümleri çerçevesinde faiz hesaplanması gerekeceği-
Usulünce tebliğ edilen depo emrindeki karara uyulmadığından taraflar arasındaki iflas davasının kabulüne karar verileceği- Türkiye ile Almanya arasında muafiyet sözleşmesi bulunduğundan Alman uyruklu davacı şirketin teminattan muaf olduğu-
Taraflar arasındaki iflas davası-
Depo kararında tebliği üzerine belirtilen tutarın alacaklıya ödemesi halinde 'iflas konusunda karar verilmesine mahal olmadığına' şeklinde karar verilmesi gerektiği-
İflas davası sırasında tüm savunmalarını ileri sürme imkanı bulunan borçlunun, bu konuda menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Taraflar arasındaki birleşen iflas davası-