İflas davasından sonra açılan menfi tesbit davasının beklenmesine gerek bulunmadığı-
Sermaye şirketinin ortak ve yöneticilerinin kural olarak iflasa tabi olmadığı, ancak bu kişilerin şahsi firması bulunması veya TTK.’nun 14. (şimdi; 12.) maddesindeki hallerden birinin bulunması halinde bu kişilerin iflasa tabi olacakları-
Depo kararında “karar gereğinin yerine getirilmesi halinde, davalının izleyen ilk oturumda iflasına karar verileceği”nin borçluya (vekiline) ihtar edilmesi gerekeceği-
İİK.nun 174 ve 158. maddelerinde "icra inkar tazminatı"na ilişkin bir düzenleme yapılmamış olduğundan, iflâs davası sonunda "inkar tazminatı"na hükmedilemeyeceği gibi, "maktu vekalet ücreti" yerine "nisbi vekalet ücreti"ne de hükmedilemeyeceği–
Bir tacir hakkında iki kez "iflâs kararı" verilemezse de bunun için ilk iflâs kararının kesinleşmiş olması gerekeceği, eğer ilk karar kesinleşmemişse, yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm kurulması gerekeceği–
Malları ticari ve iktisadi bütünlük kapsamına alınmış olan borçlu şirket hakkında iflas kararı verilmeyeceği-
Depo emrini esas tutarın hesaplanmasını, iflas davasına ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretinin de dikkate alınması gerekeceği-
İflâs davası sonucunda "iflâs kararı" ile birlikte "maktu harç"a hükmedilmesi gerekeceği–
İtirazın iptali davası sonuçlanıp kesinleşmeden tasarrufun, iptali davasının esası hakkında karar verilmesi mümkün değildir. İtirazın iptali davası, tasarrufun iptali davası için ön mesele teşkil eder. Mahkemece itirazın iptali davasının sonuçlanmasının ve verilen kararın kesinleşmesinin beklenilmesi ve ondan sonra tasarrufun iptali davasının incelenip, oluşacak sonuca göre karar gerekeceği-