Davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde (ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile) inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında öteden beri devam eden fason imalata ilişkin iş ilişkisi olup olmadığı; fason imalat nedeniyle davacı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, borçlu şirketin aynı anda başka firmalara da fason üretim yapıp yapmadığı, hacizli malların borçlu şirketin envanterinde kaydının bulunup bulunmadığı hususlarının saptanması için Yargıtay denetimine elverişli ek bilirkişi raporu alınması, öte yandan faturalarda yazılı malların hacizli mallara uygunluğu konusunda rapor düzenleyen kişinin uzman olmadığı ve raporun da denetime elverişli olmadığı gözetilerek, konusunda uzman makine mühendisi vasıtasıyla sunulan faturalardaki malların hacizli mallara uygunluğunun belirlenmesi, bu rapor sonucuna göre hacze konu mahcuzların davacının defterinde kayıtlı olup olmadığı hususunda da ek bilirkişi raporu alınması, bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İflas kararının kesinleşmesi üzerine anılan borçlu hakkındaki takip ve hacizlerin İİK. mad. 193/2 uyarınca düşeceği- Borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği- İflas kararı, istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için mahkemece, iflas davasının sonucu bekletici mesele yapılarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Banka'nın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Banka'ya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Banka'ya olan borcun varlığını koruması, tamamen borcun ödenmemiş olması ve Banka'nın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi Banka'nın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Mahkemece öncelikle haciz tutanağında mahcuzların değeri de belirtilmemiş olduğundan, bu eksikliğin icra müdürlüğünce ikmali sağlanarak alacak miktarı ile mahcuzların değerinden hangisi az ise bu değer üzerinden davacının yatırması gereken peşin harcın hesaplanıp belirlenen miktarın mahkeme veznesine yatırması için süre verilmesi, verilen sürede harcın ikmali halinde yargılamaya devam edilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde ise dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayeti kabul edilen davacı üçüncü kişinin davaya konu takip dosyasında taraf olmadığı gibi, ipotek alacaklısı sıfatına da sahip olmadığı, takip dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişinin şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, bunun yanı sıra davacı üçüncü kişi vekilinin dava dilekçesi ile mahcuzların müvekkili şirkete ait olduğunu belirterek istihkak iddialarının kabulünü talep ettiği ve yargılama sırasında nispi harcı da tamamladığı, bu durumda mahkemece, davacı üçüncü kişinin istihkak talebi hakkında tarafların tüm delillerini toplayarak oluşacak sonuca göre değerlendirme yapılması gerekeceği-
İstihkak davası konusuz kaldığında maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak hesaplanacak vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa yükletilmesi gerekeceği-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması gerektiği- Dava dışı TOKİ, davacı üçüncü kişi şirket ile davalı borçlu şirket arasında imzalanan sözleşmelerin özellikle bedel ödemesi, malzeme temini ve ihrazat ile ilgili maddelerinin birlikte değerlendirilmesi, hak ediş raporlarının,hak ediş faturalarının, trafo ve eklentisi niteliğindeki diğer mallara ilişkin olarak üçüncü kişi şirketçe sunulan faturaların mahcuzlara ilişkin olup olmadığı, hak ediş faturasının ve diğer faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, fatura bedellerinin ödenip ödemediği, bu ödemenin ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığı, netice olarak haciz tarihi itibarıyla dava konusu menkullerin mülkiyetinin hak ediş ve fatura kapsamında davalı üçüncü kişiye, bilahare TOKİ’ye geçip geçmediği incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususlarını da içerir bilirkişi raporu düzenlettirilmesi gerektiği-
Hacizlerin kimler için yapıldığı, kimlerin hangi mahcuzlar için istihkak iddiasında bulunduğu, dava konusu olan ve davacı üçüncü kişinin hangi mahcuzlarla ilgili istihkak iddiasında bulunduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde hükmün infazda tereddüt oluşacak şekilde verildiği- İstihkak davalarında mülkiyetin tespitine karar verilmeyeceği- Mahkemece, HMK. mad. 31 uyarınca dava konusu yapılan haciz tutanaklarının takip borçlularından hangisi için düzenlendiği ve haciz adreslerinin neresi olduğu, haciz tutanaklarında yazılı tarihlerde bir hata olup olmadığı, bir hata var ise düzelttirilmesinin icra müdürlüğünden istenmesi, bundan ayrı talimat dosyasında yer alan haciz tutanaklarında belirtilen adresler ve borçlu isimleri ile dava dilekçesi ve davacı vekilinin dilekçelerinde yer alan beyanları dikkate alınarak dava konusu yapılan hacizler ve istihkak iddiasında bulunulan mahcuzların açıklattırılması, davaya konu mahcuzlar ile ilgili durumun netliğe kavuşturulması, ondan sonra dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalı alacaklı süresi içinde geçerli istihkak iddiasında bulunulmadığından bahisle itiraz ettiğine göre, dava konusu hacze sonradan katılan ve üçüncü kişi şirket yetkilisi olduğu belirtilen kişinin üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olup olmadığının anlaşılması amacıyla, üçüncü kişi şirketin ve hacizde borçlu şirket yetkilisinin bulunduğu belirtildiğinden, borçlu şirketin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ortakları ile hisse devirlerini ve faaliyet adreslerini gösterir ticaret sicil kayıt örneklerinin dosya arasına alınması; haciz yapılan adreslerde 30.5.2014 tarihi ve öncesinde kimlerin faaliyet gösterdiğinin kolluk marifetiyle ve yine vergi kayıtları üzerinden araştırılması, bunların yanında davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı üçüncü kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek fatura içeriklerinin davaya konu mahcuzlarla ve ticari defterlerindeki (açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) kayıtlarla karşılaştırılması, ödemelerin yapılıp yapılmadığının saptanması için uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi; ayrıca davacı üçüncü kişi vekili verdiği delil listesinde tanık deliline dayandığı, tanık isim ve adreslerini bildirdiğine göre, bildirilen tanıkların 6100 sayılı HMK'nin 234. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca dinlenip, bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haczin takip dayanağı bonoda yer alan adreste gerçekleştirildiği, borçlu ile üçüncü kişi arasında abla-kardeş gibi yakın akrabalık bağının bulunduğu, haciz yapılan kasap dükkanının 09.03.2013 tarihine kadar borçlunun vefat eden eşi tarafından "Kasap A." ünvanı ile işletildiği, eşinin vefatı üzerine, borçlunun 27.03.2013 tarihinde başladığı faaliyetine borcun doğum tarihinden sonra 12.09.2014 tarihinde son verdiği, borçlunun kardeşi olan üçüncü kişinin ise aynı tarihte faaliyetine başladığı, dinlenen tanık beyanları uyarınca üçüncü kişinin "Kasap A." şeklindeki ticari ünvanı kullanmaya devam ettiği, yine borçlunun faaliyette bulunduğu zaman zarfında üçüncü kişinin de haciz adresinde bulunduğu anlaşıldığından, somut olayda mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davacı üçüncü kişi tarafından delil olarak gösterilen takip dosyası, kira sözleşmesi, fatura, vergi kayıtları ve tanık beyanının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
