Davacı üçüncü kişiye tebligat zarfı üzerine yazılarak gönderilen ihtaratın usulüne uygun olmadığı, ihtaratta kesin sürenin başlangıcının gösterilmediği, kesin süreye uyulmamasının sonucuna ilişkin olarak dosyanın işlemden kaldırılacağına yer verilmiş olmasına rağmen olayda uygulanma yeri bulunmayan HMK'nin 119/1-b ve 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinin görüldüğü, tüm bunlardan ayrı olarak davacının usulüne uygun olmayan ihtarata rağmen kesin süre içerisinde adres içerir dilekçe sunduğu anlaşılmakla bu hususların gözardı edilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Toplam alacak miktarı hacizli malların değerinden az olduğundan vekalet ücretinin bu miktar üzerinden hesap edilmesi gerekirken mahkemece davalı alacaklı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişinin çalışanı olduğu ve üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığının anlaşıldığından, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK. mad. 96/3 uyarınca 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı ve bu durumda, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, istihkak davasının HMK. mad. 114/ h ve 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Davanın usulden reddi halinde davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Alacaklı vekilinin takipten vazgeçtiği ve vazgeçme nedeni ile icra dosyanın kapatılmasına karar verildiği, tahsil harcının yatırıldığı görüldüğünden, istihkak davasının konusuz kaldığının kabulü gerekeceği- Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri takdir edilmesi gerektiği-
Davalı alacaklı tarafından temyize konu olayda davacı 3. kişi ile borçlu arasında muvazaalı işlem olduğunun iddia edildiği, tüm işçilerin kesintisiz olarak aynı işletmede çalışmaya devam ettiğinin ve devirlerin evrak üzerinde gerçekleştiğinin ileri sürüldüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Belediye kayıtları, tanık beyanları gibi delillere dayanıldığı, bu durumda mahkemece alacaklı tarafından muvazaa iddiasının ispatı için dayanılan tüm deliller toplanarak muvazaa iddiasının değerlendirilmesi gerekeceği-
Davalı alacaklının 05.12.2014 tarihinde 18.09.2013 tanzim tarihli bonoya dayanarak takip başlattığı ve borçlu adına tescilli olan markaların kaydına haciz konulduğu, davacı üçüncü kişinin hacze konu markaları noterde yapılan marka devir sözleşmesi ile borçludan olan alacağına mahsuben 03.12.2014 tarihinde satın aldığını ve kalan bedeli de çek mukabilinde ödediğini ileri sürdüğü, bu durumda mahkemece davacı üçüncü kişinin markaların alacağa mahsuben satın alınıp alınmadığı ve dava dilekçesinde belirtildiği gibi borçlunun üçüncü kişiye borcunun bulunup bulunmadığı, mahsup edilen alacağın üstünde kalan kısmın çekle ödenip ödenmediğine ilişkin ticari defterler ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak dosyada toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi kendi lehine değil çalışanlar lehine istihkak iddiasında bulunduğundan bu durumda davacı üçüncü kişinin bu mallarla ilgili dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı-
Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı- Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişi şirkete bağlı alt taşeron şirketin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı anlaşıldığından ve davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı olmadığı ve bu durumda davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi halinde davalı yararına da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin borçlunun kardeşi olduğu ve haciz sırasında "Burada sigortalı çalışanım" şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK.'nun 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı olmadığından, 6100 sayılı HMK' nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz esnasında borçlu şirket yetkilisi hazırsa da, haciz adresinin üçüncü kişinin yönetim kurulu başkanı olduğu dava dışı şirketin merkez adresi olduğu, üçüncü kişi tarafından borçlu şirket yetkilisi ve dava dışı kiracı aleyhine yapılan suç duyurusu üzerine ceza dosyasında savunması alınan borçlu şirket yetkilisinin "diğer sanığı tanıdığını, borçlu olduğu firmanın kendisini çağırdığını, bu malları sakladığını iddia ettiklerini, kendisinin buna karşı çıktığını, sadece mahcuzların üzerinde ... markası yazılı olduğu için icra müdürüne bu malların onların malı olduğunu söylediğini", dava dışı kiracının ise savunmasında, "üçüncü kişinin deposunu kiraladığını, kiraya karşılık bir miktar mal bıraktığını" beyan ettiği, yine alacaklı tarafça açıkça karşı koyulmadığı üzere haciz adresi deponun dava dışı şirketin giriş katında olup, kamyonların mal alıp boşalttıkları büyük bir kapısının olduğu anlaşıldığından, haciz adresinin yapısı ve borçlu şirket yetkilisinin ceza dosyasında alınan savunmasında borçlusu olduğu firmanın çağrısı üzerine haciz adresine gittiği beyanı birlikte nazara alındığında borçlu şirket yetkilisinin haciz esnasında hazır olmasının tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, somut olayda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın İİK m. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-