Mahkemece hükme esas alınan ek raporda "Taraflar arasında üç adet sözleşme yapılarak 17.12.2011 tarihli iki adet sözleşme ve 27.07.2012 tarihli sözleşmede Afyonkarahisar A. Kahveci Bulvarı 1073 ada 10 nolu parsel ve 1126 ada 1 parsel üzerine yapılacak olan blokla ilgilidir" şeklinde değerlendirme yapılarak dava konusu dışındaki 17.12.2011 tarihli C-D Blokların ince işçiliklerine ait sözleşmenin de inceleme konusu yapıldığı ve ödemeler konusunda da taraf itirazlarını giderir şekilde Yargıtay denetimine elverişli olmayan şekilde hazırlanan raporun esas alındığı anlaşılmakla bozma ilamına uygun ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan rapora göre hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Mahkemece yapılacak işin; hükme esas alınan bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor alınarak uyuşmazlığı nakit karşılığı eser sözleşmesi kapsamında çözmek ve dava konusu olan 17.12.2011 tarihli, 1073 Ada 10 parsel üzerinde yaptırılacak A blok ve 1126 ada 1 parsel no.lu arsada yapılacak olan bloğun kaba inşaat işleri ve 27.02.2012 tarihli, 1126 ada 1 parselde yaptırılacak blok, 1073 ada 10 parsel üzerinde yaptırılacak A blok inşaatının İnce isçilikleri, B, C, D, E bloklarının kalan ince isçilikleri ve çevre düzenlemesinin yapılması işlerine ait iki adet sözleşme kapsamında davalı yüklenicinin yaptığı işlerin ve bedelinin tespiti ile bu sözleşmelere istinaden yapılan ödemelerin Yargıtay denetimine elverişli şekilde tespit edilerek yüklenicinin sözleşmeler kapsamında bedel olarak daireleri hak edip etmediği tespit edilip sonucuna uygun karar verilmesinden ibaret olduğu-
Taraflar arasındaki özel güvenlik hizmeti sözleşmesi süre uzatım protokolünün davalı yanca haklı neden olmaksızın feshedildiğinin dosya kapsamıyla sabit olduğu, dava konusu olayda kıyasen uygulanması gereken sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte olan TBK'nın 438/1 inci maddesi uyarınca davacının fesih tarihinden sözleşme döneminin sonuna kadar yoksun kaldığı kazancı isteyebileceği, davacının fesih tarihinden itibaren aynı nitelikte ve aynı şartlarla başka bir güvenlik hizmeti sözleşmesi imzalaması için gereken makul sürenin tespit edilerek makul süre için kâr kaybının belirlenmesinde TBK'nın 438. maddesi dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Teknik bilgi gerektiren konularda seçilecek uzman bilirkişi aracılığıyla rapor alınarak hesaplamanın yapılması ve raporun taraflara tebliğ edilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin, bünyesinde elektrik mühendisinin de olacağı sözleşme konusu işle ilgili alanında uzman bilirkişi kurulu oluşturmak, oluşturulacak bilirkişi kurulu ile birlikte mahallinde keşif yaparak 14.06.2017 tarihli kabul tutanağı ve 04.09.2018 tarihli teknik gezi raporunda belirtilen eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin bunların ortaya çıktığı tarih itibariyle hesaplatmak, davalı iş sahibi tarafça bir kısım eksik ve ayıplı işlerin giderildiği belirtildiğinden gerçekten giderilip giderilmediği, giderilmiş ise buna dair sunulacak ödeme belgelerinin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığı, uygun değil ise piyasa rayiçlerinden giderim bedelinin hesaplatmak, bulunacak bedelden talep edilen bakiye iş bedelinin mahsup edilmesi için rapor almak, taraflarca rapora itiraz edilmesi durumunda HMK’nın 281 inci maddesi uyarınca bu itirazları giderir şekilde Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor almaktan ibaret olması gerekeceği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve davacı bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacıya ait, davalıya zorunlu deprem sigortası ile sigortalı konutta deprem nedeniyle meydana gelen hasar bedeli talebi- İnşaat mühendisi, jeoloji mühendisi ve sigorta eksperi bilirkişilerden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; "binanın beton kalitesinin düşük olduğu, taşıyıcı sistemin eskime ve kötü koşullardan etkilenerek zayıflamış olduğu, binanın ağır hasarlı sınıfa girmesinde bu faktörlerin yanında aynı zamanda depremin etkisinin olmuş olabileceği" belirtilmiş olmasına rağmen, İtiraz Hakem Heyetince uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda karar vermek yerine, hatalı değerlendirme ile ve konu hakkında yeterli uzmanlığı olmayan sigortacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor esas alınarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının fiziksel bulgularının yanında psikiyatrik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakı (eksiksiz) temin edildikten sonra, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yetkili sağlık kurulundan rapor alınması gerektiği- Özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “travma sonrası stres bozukluğu” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup oluşmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, ömür boyu sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek ve bizzat muayene edilmek suretiyle (maluliyetin sadece travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle verildiği gözetilerek) içerisinde psikiyatri uzmanı bulunan (davacının yaşı gözetilerek çocuk ergen ruh sağlığı hastalıkları) başka bir yetkili sağlık kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp (davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu sözleşmenin yapılarak uygulamaya konup konmadığı, bu sözleşmenin konusunu teşkil eden yazılımın davalıya teslim edilip edilmediği ve davacı tarafından yüklenilen bu edimlerin yerine getirilmesi halinde davacının davalıdan faturaya dayalı alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanan uyuşmazlıkta, sonuç olarak davacı vekili tarafından delil olarak hastane kayıtları ve keşif delillerine dayanılmasına rağmen dava konusu yazılımın kurulduğu iddia olunan hastanede kayıtlar üzerinde bilgisayar uzmanı, bilişim uzmanı ve defter kayıtları incelemesi konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti ile keşif yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
İcra Mahkemesine başvuru yaparak finansal kiralama konusu mal üzerinde icra müdürlüğünce uygulanan haczin kaldırılmasını isteyen 3. kişinin şikayet tarihi itibariyle finansal kiralama konusu malların kiracısı durumunda olduğunun belirlendiği, kiracı 3. kişinin, yargılama aşamasında mülkiyete de hak kazandığı değerlendirildiğinde ve bu durumda artık mülkiyeti kaybeden finansal kiralama şirketinin de istihkak davası açamayacağı düşünüldüğünde 3. kişinin şikayette hukuki yararı (korunmaya değer hakkı) bulunduğunun kabulü gerekeceği, dilekçede ileri sürülen vakanın haczi kabil olmadığı (haciz dışı tutulması gerektiği) halde finansal kiralama konusu malların haczedildiği iddiası olduğunun, talebin ise bu mallar üzerine konan haczin kaldırılması talebini içerdiğinin görüldüğü, bu hali ile başvurunun İcra Müdürlüğü tarafından yanlış uygulanan haciz işlemini şikayet olarak nitelendirilmesi ve uyuşmazlığın İİK 16. madde ve devamında düzenlenen şikayet koşullarına göre çözümlenmesi gerekeceği, mahkemece, dava konusu mahcuzun bulunduğu mahalde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu makine ile mahcuzun aynı olup olmadığı (seri no, model yılı vd karşılaştırma yapılmak sureti ile) kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için ek rapor alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken istihkak davası nitelemesi ile dava tarihinde başvuranın malik olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
İcra Müdürlüğünce şikayet tarihinden sonra alınan 21.02.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda ilam gereklerinin yerine getirilip getirilmediğinin sayısal verilerle net olarak açıklanmadığı, alacaklının itirazlarının karşılanmadığı, bu halde, mahkemece, takip dayanağı ilamda yazılı şekilde hükme esas alınan 10.11.2014 hakim havale tarihli fen bilirkişileri heyet raporuna uygun olarak ilgili yerin kal'i ve eski hale getirme işlemlerinin yerine getirilip getirilmediği hususunda mümkün olduğu takdirde takibe dayanak ilamın yargılaması sırasında bilirkişi olarak dinlenilen ve tapu dışı eklentilerin deniz görüşünü 13.53 metre daralttığını belirleyen bilirkişilerden net ifadeler içeren ve Yargıtay denetimine açık, denetlenebilir bilirkişi raporu alınmasından sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken icra müdürlüğünce şikayet tarihinden sonra aldırılan, sayısal veriler içermeyen ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin isabetsiz olduğu-