İtiraz Hakem Heyetince; davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık Hakem Heyetince raporlardan ikincisine itibar olunarak hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, yargılama makamlarınca çelişkili raporlardan birine neden itibar edildiğinin, diğer raporun neden tercih edilmediğinin gerekçelendirilmesi veya her iki rapor arasındaki çelişkiyi gideren üçüncü bir rapor alınmaı gerekeceği, şu durumda İtiraz Hakem Heyetince, dosyada mevcut her iki rapordaki tespitler de irdelenmek suretiyle kusura ilişkin çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık sürenin geçmediği, bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı- HMK 266 madde hükümlerine göre İtiraz Hakem Heyetince, kazaya ilişkin varsa eğer ceza dosyası da celp edilerek İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyasındaki ifadeler birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık sürenin geçmediği, bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki Özür Oranları Cetveli’ne göre yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucun göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının kazadaki yaralanmasına ilişkin olup da dosya kapsamında yer almayan tüm tedavi belgelerinin toplanması; daha sonra, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından, kaza ile illiyet bağı kuracak şekilde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ve ekindeki cetvellere göre yetkili Sağlık Kuruluşundan davacının maluliyetini belirleyen denetime elverişli rapor alınması ve oluşacak sonuca göre davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak (yeni maluliyetin yüksek çıkması halinde, önceki maluliyet oranı ve eski hesap verileri kullanılarak) karar verilmesi gerekeceği- Hükme esas alınan kusur raporu ile kaza tespit tutanağı çeliştiğinden, bu hali ile eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğundan, İtiraz Hakem Heyetince, soruşturma dosyasının tümü (bir kısım belgeler dosyada) getirtilerek, kaza tespit tutanağı, Hakem yargılamasında alınan trafikçi bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur raporu irdelenmek suretiyle, İstanbul Teknik Üniversitesi Ulaştırma Ana Bilim Dalından oluşturulacak Heyetten, kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Kazanın 23.06.2017 tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri geçerli olduğundan dosya mevcut maluliyet raporunda bu yönetmeliğe göre belirlenen maluliyet oranının %5 olduğu anlaşıldığından; davacıda oluşan %5 maluliyet oranına göre ve temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmek üzere İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince; kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde İTÜ öğretim üyeleri veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınması ve kararın bu nedenle de bozulması gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan ............... tarihi itibariyle, davalı üçüncü kişinin, takip borçlusuna, gerek şirket hisse devirlerinden kaynaklanan ve gerekse hisse devirleri dışında herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı varsa, tebliğ tarihi itibariyle ne miktarda olduğu hususlarının tespit edilerek, üçüncü kişi nezdinde haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibari ile kesinleşmiş, nizasız çekişmesiz, halihazırda istenebilir, bir başka deyişle muaccel bir alacağın ve o tarihteki alacak miktarının tereddüde mahal bırakmayacak net bir şekilde tespiti açısından, dosyanın uzman bilirkişiye tevdii ile, dosya kapsamında yer alan bozma kararları ve ilkelerimize uygun, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor aldırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece alınan bilirkişi raporunun alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenmemiş olup dosya içeriği itibariyle yeterli olmadığı, raporda bankanın internet bankacılığı yönünden kusurunun olmadığı belirtilmiş ise de bankanın mevduat sahiplerine ait kişisel verilerin yer aldığı bilgilerin korunması ve 3 üncü kişilerin eline geçmesinin önlenmesi bakımından gerekli önlemlerin alınması gerekeceği- Mahkemece internet bankacılığı yönünden uzman bilirkişi, bilişim uzmanı ve elektronik mühendisi bilirkişilerden oluşan 3 kişilik heyetten rapor alınarak bankanın şifre bilgilerinin 3 üncü kişilerce ele geçirilmesini önleyecek güvenlik mekanizması oluşturup oluşturmadığı, bu anlamda üst derece güvenlik sağlayan elektronik imza, akıllı anahtar gibi söz konusu işlemlerin şüpheli olarak tespitini sağlayacak bir mekanizma kurup kurmadığı, davacının hesabındaki paranın 3 üncü kişilerce ele geçirilmesini önlemede özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususlarının bankanın sorumluluk ve kusur durumu tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası takip talebiyle sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, somut olayda takip talebi incelendiğinde, takibin dayanağının "................ Özel Eğitim Hizmetleri Tic. ve San. A.Ş. lehine açılan krediye müteselsil kefaleti, kredi taahhütnamesi, sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti" olarak belirtildiğinin, takibin sadece 27.08.2014 tarihli kredi sözleşmesine hasredilmediği, nitekim davalı banka vekilinin de dava dilekçesinde 27.08.2014 tarihli sözleşmenin yanında tüm banka kayıtlarına delil olarak dayandığı ve davalı ................'ın 31.01.2014 tarihli kredi sözleşmesinde de kefaletinin bulunduğunu belirttiğinin anlaşıldığı, ne var ki mahkemece 31.01.2014 tarihli sözleşme üzerinde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan sadece 27.08.2014 tarihli sözleşme üzerinde yapılan incelemeyle karar verildiği, şu halde mahkemece, davalı ............'ın kefaletinin bulunduğu anlaşılan 31.01.2014 tarihli kredi sözleşmesi banka kayıtları da nazara alınarak davalının savunması doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defterleri getirtilerek ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü fatura ve ödeme belgeleri esas alınmak sureti ile makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine gerektiğinde yerinde keşif yapılmak sureti ile inceleme yaptırılarak, faturanın ticari defterlere işlenip işlenmediği, fatura bedelinin ödenip ödenmediğinin ticari defter ve kayıtlara göre netleştirilmesi, haczedilen menkullerin davacının dayandığı faturalarda belirtilen menkuller olup olmadığının belirlenmesi, borçlu ile üçüncü kişi arasında devam eden cari ilişki olup olmadığının denetlenmesi, öte yandan davadışı şirketin ticari defterlerinin de getirtilerek veya yerinde inceleme yetkisi verilerek delil olarak dayanılan finansal kiralama sözleşmeleri, devir bedeli, satış sözleşmesi ve ödemeleri yapılıp yapılmadığının anılan defterlerden tespitinin yapılması, belirtilen hususlarının duraksamaya ver vermeyecek şekilde netleştirilmesi ve ondan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-