Alacak miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp bu raporun ilk rapordan farklı olması halinde aynı şekilde çelişkiyi giderilecek şekilde 3. bilirkişi heyetinden rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği- İtirazın iptâli davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için İİK'nın 67/II. maddesi gereğince alacağın likid ve borçlunun itirazında haksız olması gerekeceği, eldeki davada alınan teknik bilirkişi raporuna mahkemece itibar edilmemiş olsa dahi borçlunun itirazında haklı olduğu belirtilip iş bedeli hesaplanmamış olduğu gibi mahkemece kabul edilen alacağın varlığı ile miktarı konusunda uzman olmayan mali müşavir bilirkişi raporu ile ve yargılama sonucu belirlendiğinden alacağın likid olmadığı, bu halde davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tespit raporu ile hükme esas alınan raporda aynı kalem ilave işler bakımından belirlenen bedeller arasındaki fark fahiş nitelikte ve çelişkili olup, ilave işler bakımından aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden rapor alınıp karar verilmesi gerekeceği- Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler bakımından; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi gereğince dava ya da takipten sonra alacağın bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktar ve tarih belirtilerek yapılan ödemenin belirtilen yasa maddesi hükümleri gözetilerek icra müdürlüğünde infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, yüklenicinin bu yöndeki savunmasına rağmen ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmamasının, icra dosyasının güncel durumunun tetkik edilmemesi ve 6098 sayılı TBK 100. maddesinin uygulanması bakımından olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece yapılması gereken işin; ek rapor alınarak ilave işler bakımından tespit raporu ile hükme esas alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi, önceki bozma ilamı da dikkate alınarak yüklenicinin hak ettiği iş bedeli hesaplanırken fazla mesai kaleminin dikkate alınmaması, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin bulunarak icra takibi ve dava öncesinde yapılan ödemelerin mahsubu ile bakiye iş bedelinin hesaplanması, ulaşılan sonuca göre yüklenicinin hak ettiği bir bedel var ise davadan sonra yapılan ödemeler bakımından icra takip dosyasının tetkiki sonrasında TBK 100. maddesi gereğince ödenen miktar ve tarih belirtilerek yapılan ödemenin belirtilen yasa maddesi hükümleri gözetilerek icra müdürlüğünde infaz aşamasında dikkate alınması gerektiğine dair karar verilmesinden ibaret olduğu-
Kaza tespit tutanağı ve kusur raporunun çelişkili bulunduğu hallerde birine neden itibar edildiği, kaza tespit tutanağına neden itibar edilmediği gerekçelendirilmeli veya tutanak ve rapor arasındaki çelişkiyi gideren ikinci bir rapor alınması gerektiği-
Kurum tarafından uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkin davada, taraflar arasında imzalanmış sözleşmede her iki taraf örnekleme yöntemini kabul etmiş bulunduğundan rapordaki listede yer alan 30 hastanın protokol defteri ve HBYS kayıtlarının denetlenerek örnekleme hesabıyla kesinti konusu 1621 hastaya yansıtılmasıyla dava konusu kesintinin yerinde olduğu-
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; sözleşmenin 3. maddesinde binanın anahtar teslimi olarak yapılacağının ve sözleşmenin 5. maddesine göre de yükleniciye ait son iki adet bağımsız bölümün arsa sahiplerinin dairelerinin tesliminden sonra verileceğinin kararlaştırıldığı, bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde, 11.01.2016 tarihi itibariyle yapının gerçekleşme oranının %90 olarak tespit edildiği, tutanakta mekanik ve elektrik tesisatı ile kalan yapı bölümünün %5'lik kısmının eksik olduğu, ilgili idare tarafından onaylanma işlemleri için verilen %5 oranın eksik olduğunun tespit edildiği, inşaatın getirildiği aşama itibariyle davacı yüklenicinin alacak davasına dayanak yaptığı 6 ve 8 nolu bağımsız bölümlere hak kazanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de yargılama sırasında yapı kullanma izni alındığı anlaşılmakla davacının iddiasının bu kapsamda değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, bu durumda mahkemece yapılacak işin; hükme esas alınan bilirkişi heyetinden yargılama sırasında 30.10.2017 tarihli yapı kullanım belgesi alındığı da dikkate alınarak davacının talep ettiği tapulara sözleşmenin 5. maddesindeki aşamalı devir düzenlemesine göre hak kazanıp kazanmadığı konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm verilmesinden ibaret olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek akit tablosunda kredi sözleşmelerinde kararlaştırılan faiz oranlarına atıfta bulunulmamış ve kredi sözleşmesinde yer alan faiz oranlarından farklı faiz oranlarına yer verilmiş ise ipotek akit tablosundaki faiz oranlarının esas alınacağı, bu durumda takibe dayanak ipotek akit tablolarının 11. maddesi nazara alınarak, ipotek akit tabloları ile takibe dayanak yapılan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmeleri arasında bağlantı kurularak, hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmak üzere Yargıtay denetimine imkan tanıyacak biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hakem heyetince; alanında uzman bilirkişiden kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek tazminat miktarının tespit edilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Davaya konu sanayi bölgesi çevre duvarındaki yıkılmanın yapım ve malzemedeki bir eksiklikten mi kaynaklandığı, yoksa dava dışı firmaların duvara bitişik alanda inşaat faaliyetlerinden mi kaynaklandığının açıkça tespit edilmesi, bilirkişilerce delil tespiti raporu ve diğer görüşlerin değerlendirilerek çelişkinin giderilmesi, ayrıca duvardaki yıkılmanın yapım ve malzemeden kaynaklanmadığı tespit edilse dahi, sözleşme ve eki şartnameye göre yapımı kararlaştırılan barbakan delikleri veya başkaca bir eksikliğin bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise ayıplı ifa kapsamında iş bedelinde tenzilat gerekip gerekmeyeceği ve miktarı hususlarında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
Yerel mahkemece verilen kararın gerekçe bölümünde, yargılama sırasında celbedilen kayıt ve belgeler ile bilirkişi raporu alındığı, tanık beyanlarının dinlendiği hususu zikredildikten sonra bilirkişi raporu ve fatura tarihlerine göre faturadaki bedellerin dönemin koşullarına uygun olduğu belirtildiğinden davacının talebinin tanık beyanları ile ispat edilebilen ürün ve işçiliklerle sınırlı kalmak kaydıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de hüküm kısmında belirtilen ve kabul edilen 6.750,00 TL’ye nasıl ulaşıldığı, hangi kalem alacak bakımından kaçar adet ürünün kabul edildiği ve hesaplamasının gösterilmediği, bu hali ile denetlenebilir bir gerekçenin bulunmadığının anlaşıldığı, dosya kapsamında alınan tanık beyanlarında ise davacı tarafından yapılan işin miktarı ile ilgili olarak çelişkiler bulunduğu, mahkemece beyanlardaki bu çelişkinin de giderilmediği anlaşıldığından, mahkemece yapılması gereken işin; 07.10.2019 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere vekaletsiz iş görme hükümlerine göre, alanında uzman bilirkişiden alınacak raporla, çelişkinin giderildiği tanık beyanları ve işin niteliği dikkate alınarak, işin yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre KDV eklenmeksizin hesaplanarak, olması gereken makul seviyede bir bedel belirlenerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yüklenicilerin işverene karşı sorumlu oldukları, yıllık izin ve ihbar tazminatından davalı son işverenin sorumlu olduğu, bunların dışında hafta tatili ücreti, UBGT, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olduğu, işveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemelerin de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebileceği, mahkemece bu ilkeler çerçevesinde bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken iş mahkemesi dosyasında belirlenen alacak miktarları üzerinden ve ihbar tazminatı dışındaki alacak kalemleri yönünden davalıların yarı oranında sorumluluğunun belirlenerek faiz ve yargılama giderleri yönünden de aynı esasla hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının doğru görülmediği-