İcra müdürlüğünce gayrimenkul değerleme uzmanından aldırılan kıymet takdir raporları ile itiraz üzerine mahkemece bilirkişi kurulundan aldırılan kıymet taktir raporu, günümüz ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde; taşınmazın değerinin, 2019 yılında daha yüksek belirlenmiş iken 30.03.2021 itibariyle hangi gerekçe ile düştüğüne dair net değerlendirmeler içermediği, bu haliyle ihale konusu taşınmazın gerçek değerinin tespit edilemediği, ayrıca şikayetçi tarafından sunulan, ............ Asliye Ticaret Mahkemesinin ................ E. sayılı ortaklıktan çıkarılma davasında, şikayetçi şirketin mal varlığının tespiti için aldırılan, bilirkişi raporunda; ihale konusu taşınmazın değerinin 30.09.2021 tarihi itibariyle 41.210.500,00 TL olarak tespit edildiği de görülmekle, kıymet takdir raporlarında, ihale konusu taşınmazın tespit edilen değerleri arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmakta olup bu durumda, ihalenin feshi davasına bakan mahkemece, raporlar arası farklı değerlendirmelerin neden kaynaklandığının tespiti ile denetime elverişli ayrıntılı bir rapor alınmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekeceği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazın vasfı da gözetilerek; gayrimenkul değerleme uzmanı, inşaat mühendisi, harita mühendisi ve makine mühendisinden oluşacak konusunda uzman bilirkişiler kurulu marifeti ile mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın değerine yönelik itirazlar denetlenerek, satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle (icra müdürlüğü keşif tarihi 30.03.2021) tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise, ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacının uğradığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri talebi- İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Somut olayda; davacıya davadan önce davalı tarafından kısmi ödeme yapılmış olup Uyuşmazlık Hakem heyetince hesaplanan tazminattan, davadan önceki ödeme güncellenerek düşülmüş, bundan sonra da müterafik kusur indirimi yapılarak tazminata hükmedilmiş olduğundan, hesaplanan tazminattan önce müterafik kusur indirimi yapılıp, daha sonra güncellenen ödemenin düşülmesi gerektiğinden, kararın bu kısım yönünden de bozulması gerektiği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Hukukumuzda tanıkların taraflarca hazır edilmesini zorunlu kılan bir kural bulunmadığı- Hâkimin olaylara, adalet hizmetine çözüm odaklı yaklaşması, şekilci olmaması gerektiği- Keşif harç ve avansının kısa süreli farkla tamamlanmış olmasından dolayı keşiften vazgeçilmiş sayılması ve bu gerekçe ile davanın reddi kararı verilmesinin yerinde görülmediği-
Kredi sözleşmesindeki "tarafların sözleşmede belirtilen adreslerinin yasal ikamet adresleri olarak kabul edileceği ve bu adreslere gönderilen her türlü tebligatın bu adreslere ulaştığı tarihte kendilerine ulaşmış sayılacağı" ve "müteselsil kefillerin de taraf sayılacağına" ilişkin düzenlemeler uyarınca, hesap kat ihtarının müteselsil kefillerin sözleşmelerde yazılı adreslerine ulaştığı tarihin "tebliğ tarihi" olarak esas alınması ve buna göre temerrüt tarihinin belirlenerek hesaplama yapılması gerektiği- "Asıl  borçlu yönünden İİK 68/b uygulanarak ihtarın adrese ulaştığı tarihin, tebliğ tarihi kabul edilmesi ve temerrüt tarihinin belirlenmesinin gerektiği, bu madde kefillere uygulanamayacağından icra takip tarihine göre temerrüt tarihinin göz önüne alınması gerektiğine" yönelik kararın ise hatalı olduğu-
Davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı sürücünün sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talebi- Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itiraz-
Tüm deliller toplanmadan hazırlanan ve davacılar vekili tarafından itiraz edilen önceki bilirkişi raporuyla alacakların tam ve kesin olarak belirlenebilir hâle geldiğinin kabul edilemeyeceği- Tazminat alacağının ek bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirli hâle gelmesi karşısında, bu ek rapor doğrultusunda sunulan talep artırım dilekçesine hukuki değer atfedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı- "Davacılar vekilinin itirazlarının karşılanmasını veya ek rapor alınmasını beklemeden aceleci davranıp talep artırım dilekçesiyle talep sonucunu belirlediği anlaşıldığından, artık ek bilirkişi raporunda alacakların daha fazla çıkması üzerine verdiği ikinci talep artırım dilekçesine hukuki değer atfedilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği- Müteveffanın hizmet akdiyle çalışan olmayıp kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ceza dosyasında olayın meydana gelmesinde müteveffa sigortalının kusurlu olduğuna dair maddi olgunun tespit edildiği gözetildiğinde, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin büyük çoğunluğunun davacıların murisi tarafından alınması gerektiği, bu nedenle kusur bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşıldığından, A sınıf iş güvenliği uzmanından oluşacak bilirkişi heyetinden olayın oluşuna uygun kusur oranlarının tespiti için yeniden rapor alınması gerektiği-
İİK'nın 89/4 üncü maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK’nun 89/1 inci maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu- Üçüncü kişi şirketin, asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2016 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile asıl borçlu ile üçüncü şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, (her iki şirketin 2016 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin, Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Müşterek malların paylaşımı ile ilgili protokol hükümlerinin yerine getirilmesine ilişkin davada; protokolde belirtilen taşınmazların önceki kararlarda m² değeri 400 TL olarak belirlendiği ancak başka tarihli kararda DOP kesintisi yapılarak taşınmazın değer tespitiyle ilgili çelişki olduğu dikkate alındığından ilgili taşınmazların belirlenen m² miktarları dahilinde birim fiyatlarının tespit edilmesi amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi ile mukayeseli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacaklı tarafından takipte tahsili talep edilmeyen 2020 yılı Ocak, Şubat ve Mart aylarına ilişkin kira bedelleri ile takip tarihi itibariyle muaccel olmayan 2020 yılı Ekim ayı kira bedelinin de hesaplamaya dahil edildiği, borçlunun bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yeniden bilirkişi raporu aldırılması talebinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece alacaklı tarafından takipte tahsili talep edilen aylara ilişkin kira bedellerinin hesaplama dahil edilebileceği ve muaccel olmayan aya ilişkin kira bedelinin talep edilemeyeceği hususları dikkate alınarak değerlendirme yapılmak üzere ek bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Talimatla mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın keşif tarihindeki değerinin 218.713,50 TL olduğunun, Konya Akören ilçesinde haline münasip ev değerinin ise 245.000,00 TL olarak tespit edildiğinin anlaşıldığı, o halde hükme esas alınan rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmayıp, mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçlunun şikayete konu taşınmazın değerinin dava tarihi itibari ile değeri ve haline münasip evin yine şikayet tarihi itibari ile değerinin, taşınmazın bulunduğu bölgedeki diğer taşınmazlarla emsal mukayesesi yapılmak ve aynı vasıftaki taşınmazların alım-satım değerleri denetime elverişli ve somut veriler içerecek şekilde tespit edilmek suretiyle, İİK'nın 82/12. maddesi gereğince belirlendikten sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına; şayet borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar mahcuzun değerinden fazla ise haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-