Dosyanın incelenmesinde; kaza sonrasında düzenlenen ve dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağıyla;" davalı sigorta şirketi sürücüsünün Karayolları Trafik Kanunu'nun (KTK) 84 üncü maddesini ihlal ettiğinin ve asli kusurlu olduğu, davacının işleteni olduğu ancak yolcusu olarak bulunduğu araç sürücüsünün kusurunun olmadığı"nın tespit edildiğinin, kaza sırasında davacının yolcusu olduğu araçtan indiği sırada kazanın gerçekleştiği ve yaralandığının belirlendiğinin, Uyuşmazlık Hakem Heyetince yargılama sırasında dosyaya sunulan 23.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise; "davalıya sigortalı otomobil sürücüsü ............'ın aracının hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, kazayı yetkililere bildirmeden veya bunların izni olmadan, kaza yerinden ayrıldığından dolayı % 50 eşit oranda kusurlu olduğu, davacının yolcusu olduğu araç sürücüsü .............'ın yerleşim dışı karayolu üzerinde zorunlu ve gerekli tedbirleri almadan durduğu, araç içinde bulunan yolcuları karayolu üzerine çıkardığı için %50 -eşit oranda kusurlu olduğu...” şeklinde açıklamalara yer verildiğinin, itirazlar üzerine dosyaya sunulan 03.01.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda da; her iki tarafın eşit kusurlu olduğunun bildirildiğinin, ancak Uyuşmazlık Hakem Heyetince bu raporlardan ikincisine itibar olunarak hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, yargılama makamlarınca çelişkili raporlardan birine neden itibar edildiğinin, diğer raporun neden tercih edilmediğinin gerekçelendirilmesi veya her iki rapor arasındaki çelişkiyi gideren üçüncü bir rapor alınması gerekeceği-
Murisin vefatı sonrası, ölüm belgesinde ölüm sebebi olarak "Akut Miyokard Enfarktüs ve önceki nedenler Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, akut alevlenmeler ile tanımlanmamış..." yazıldığı, dosya içerisinde bulunan hayat sigortası başvuru formunda, murisin, sağlığı ile ilgili sorulara hayır cevabı verdiğinin görüldüğü, mahkemece murisin poliçe tanziminden önceki hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığı konusunda uzman doktordan rapor alınmadan, davanın kabulüne karar verilmesinin eksik incelemeye dayalı olduğu, o halde; mahkemece murisin poliçe öncesindeki tüm tedavi kayıtlarının dosyaya temini sağlanıp, Adli Tıp Kurumundan heyet raporu alınarak sigortalı murisin tedavi gördüğü ve gizlendiği iddia edilen hastalıkları ile ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığı, başka bir anlatımla ölümün gizlenen hastalıktan meydana gelip gelmediği tespit ettirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, alanında uzman bilirkişiden kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ve kaza tespit tespit tutanağı ile çelişkiler giderilecek şekilde rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre maddi tazminat miktarı takdiri gerekeceği- Dosya kapsamından, mahkemenin ....................... sayılı kararına karşı davalı .............'ün istinaf isteminde bulunmadığı, davacı vekili ve davalı ....................San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf talebi üzerine istinaf başvurusunun davalı ................ San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine kabul edilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta olup davalı ...............'ün istinaf başvurusu olmadığından bu davalı yönünden 16.070,00 TL tazminat için davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan kararın davacı yararına bozulması gerekeceği-
İtiraz Hakem Heyetince, bozma ilamına uyularak kusur raporu alındığı, davacı beyanı ile kazanın oluş şekli arasında illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma gereği tarafların kusur oranlarının belirtir rapor alınması gerekirken illiyet bağı yönünden rapor alınarak karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak kusur dağılımının tespiti yapılmak üzere yeniden rapor alınması gerekeceği-
Ceza yargılamasında alınan rapor ile karara esas alınan rapor arasında oluşan çelişki de giderilmek suretiyle sigortalı araç sürücüsünün olaydaki kusur oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumu Üst Kurulundan denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık sürenin geçmediği, bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki Özür Oranları Cetveli’ne göre yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucun göre karar verilmesi gerekeceği-
Yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık sürenin geçmediği, bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı- HMK 266 madde hükümlerine göre İtiraz Hakem Heyetince, kazaya ilişkin varsa eğer ceza dosyası da celp edilerek İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyasındaki ifadeler birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık Hakem Heyetince raporlardan ikincisine itibar olunarak hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, yargılama makamlarınca çelişkili raporlardan birine neden itibar edildiğinin, diğer raporun neden tercih edilmediğinin gerekçelendirilmesi veya her iki rapor arasındaki çelişkiyi gideren üçüncü bir rapor alınmaı gerekeceği, şu durumda İtiraz Hakem Heyetince, dosyada mevcut her iki rapordaki tespitler de irdelenmek suretiyle kusura ilişkin çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Somut olayda; yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık sürenin geçmediği, bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, o halde; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki Engel Oranları Cetveli’ne göre yukarıda açıklandığı şekilde yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp (kararın davacı tarafından temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları da gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-