Mahkemece aldırılan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporuyla yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar asıl davada davacının terditli talebi konusunda mahkemece herhangi bir karar verilmediği belirtilmiş ise de, asıl davada davacı tarafından kullanılan “Pella-TR” markasının davalının kullanımında bulunan “Pella-eu+şekil” markasına tecavüz oluşturduğu yönünde davalının herhangi bir iddiasının bulunmadığı, bu itibarla yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen, istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı-
Tıbbi Kötü Uygulamaya ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinden doğan tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin davada, olay tarihinde yürürlükte buluna 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1453 üncü maddesi mal sigortalarına ilişkin olup sorumluluk sigortalarını kapsamadığından, ilk derece mahkemesinin ikinci sigorta sözleşmesinin geçersiz olduğuna ilişkin kararının yerinde olmadığı- Sigortacının sorumluluk sigortasından sorumluluğu limit kapsamında ve gerçek zararla sınırlı olduğundan, mahkemece, davacı tarafından yapılan ödemenin, iki ameliyat nedeniyle gerçekleşen zarar miktarı olup olmadığı hususunun, alanında uzman tıbbi medikal, eczacı ve doktordan oluşan üç kişilik heyetten rapor alınarak belirlenmesi gerekirken, davalının 300.000,00 TL’yi aşan miktarından sorumlu olduğu kabul edilerek ne miktar gerçek zarardan sorumlu olduğu saptanmadan karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahcuzların mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde olup olmadıkları, konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile belirlenerek, TMK'nın 686/1 ve 862/1 maddeleri gereğince rehin kapsamında kaldıkları (İİK'nın 83/c koşullarında ipotek akit tablosunda yazılmasa dahi) tespit edildiği takdirde TMK'nın 862. maddesi uyarınca ipoteğin, taşınmazın bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı düzenlendiğinden, taşınmazların cebri icra yolu ile satışında ihalenin kesinleşmesi koşulu ile taşınmazın mülkiyeti ihale tarihinde alıcıya geçeceğinden taşınmazlar içinde yer alan aynı mahcuzların daha sonraki bir tarihte ihalesinin yapılmasının sonuç doğurmayacağı-
Birliğin sulama kanalından kullanılan su bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi- Usuli kazanılmış hak-
Borçlu her ne kadar ilk ilamdan sonra ödeme yapmış ise de ödenen miktar kadar ................. tarihli icra emrinden düşülerek hesap yapılması gerekirken hatalı yönteme dayalı rapora göre karar verildiğinden, farklı bir bilirkişiden yeniden rapor alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Dairemizin hükmüne uyulan bozma ilamında taraflar arasında sözlü olarak düzenlendiği anlaşılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre davacının alması gereken bağımsız bölüm adedinin belirlenmesi için yapılması gereken araştırmalar açıklanmış olup, her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma gereğinin yerine getirilmediği, mevcut imar durumuna göre davacıya ait taşınmaz üzerinde kaç adet bağımsız bölüm yapılabileceği, belirlenen bu sayıya göre emsaller dikkate alınarak davacıya kaç bağımsız bölüm verileceği konusunda alanında uzman bilirkişilerden rapor alınarak inceleme yapılmadığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece yapılacak işin, alanında uzman bilirkişilerden rapor alınarak davacıya verilen 1 adet 32 numaralı bağımsız bölüm dışında başka bağımsız bölüm verilip verilmeyeceğinin belirlenmesi, verileceğinin belirlenmesi halinde davacının bu bağımsız bölüme ilişkin ecrimisil talebinin de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacak miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp bu raporun ilk rapordan farklı olması halinde aynı şekilde çelişkiyi giderilecek şekilde 3. bilirkişi heyetinden rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği- İtirazın iptâli davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için İİK'nın 67/II. maddesi gereğince alacağın likid ve borçlunun itirazında haksız olması gerekeceği, eldeki davada alınan teknik bilirkişi raporuna mahkemece itibar edilmemiş olsa dahi borçlunun itirazında haklı olduğu belirtilip iş bedeli hesaplanmamış olduğu gibi mahkemece kabul edilen alacağın varlığı ile miktarı konusunda uzman olmayan mali müşavir bilirkişi raporu ile ve yargılama sonucu belirlendiğinden alacağın likid olmadığı, bu halde davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tespit raporu ile hükme esas alınan raporda aynı kalem ilave işler bakımından belirlenen bedeller arasındaki fark fahiş nitelikte ve çelişkili olup, ilave işler bakımından aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden rapor alınıp karar verilmesi gerekeceği- Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler bakımından; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi gereğince dava ya da takipten sonra alacağın bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktar ve tarih belirtilerek yapılan ödemenin belirtilen yasa maddesi hükümleri gözetilerek icra müdürlüğünde infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, yüklenicinin bu yöndeki savunmasına rağmen ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmamasının, icra dosyasının güncel durumunun tetkik edilmemesi ve 6098 sayılı TBK 100. maddesinin uygulanması bakımından olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece yapılması gereken işin; ek rapor alınarak ilave işler bakımından tespit raporu ile hükme esas alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi, önceki bozma ilamı da dikkate alınarak yüklenicinin hak ettiği iş bedeli hesaplanırken fazla mesai kaleminin dikkate alınmaması, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin bulunarak icra takibi ve dava öncesinde yapılan ödemelerin mahsubu ile bakiye iş bedelinin hesaplanması, ulaşılan sonuca göre yüklenicinin hak ettiği bir bedel var ise davadan sonra yapılan ödemeler bakımından icra takip dosyasının tetkiki sonrasında TBK 100. maddesi gereğince ödenen miktar ve tarih belirtilerek yapılan ödemenin belirtilen yasa maddesi hükümleri gözetilerek icra müdürlüğünde infaz aşamasında dikkate alınması gerektiğine dair karar verilmesinden ibaret olduğu-
Kaza tespit tutanağı ve kusur raporunun çelişkili bulunduğu hallerde birine neden itibar edildiği, kaza tespit tutanağına neden itibar edilmediği gerekçelendirilmeli veya tutanak ve rapor arasındaki çelişkiyi gideren ikinci bir rapor alınması gerektiği-
Kurum tarafından uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkin davada, taraflar arasında imzalanmış sözleşmede her iki taraf örnekleme yöntemini kabul etmiş bulunduğundan rapordaki listede yer alan 30 hastanın protokol defteri ve HBYS kayıtlarının denetlenerek örnekleme hesabıyla kesinti konusu 1621 hastaya yansıtılmasıyla dava konusu kesintinin yerinde olduğu-