Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda..
Davalı tarafından icra takibine konu edilen alacağın hangi ipotek akdinden kaynaklandığı konusunda, aralarında bankacı bir bilirkişinin de bulunduğu uzman bilirkişi heyeti oluşturularak, davalı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri ile banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılarak ve yapılan ödemeler de dikkate alınarak, bilirkişi kurulundan Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 12.11.2020 tarih, 2018/115 E., 2020/3587 K. sayılı bozma ilâmında belirtilen hususlar doğrultusunda davacıların kooperatife borcu bulunup bulunmadığı, borçları varsa kaynağının ne olduğu konusunda, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken, bozma ilâmının gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi kurulmasının doğru olmadığı-
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebinden ibarettir..
Davalı ..............San. Ltd. Şti. ................ tarihinde ticaret sicilinden re'sen terkin edildiği, ............ Ticaret Sicil Müdürlüğünce ........... tarihli ve ............. sayılı Ticaret Sicil Gazetesi'nin 88. sayfasında ilan edildiği, davalı şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kalkması nedeniyle şirketin vekillik sıfatının da kendiliğinden sona ermesi, sonradan ihya edilen davalı şirketin tasfiye memuru tarafından da temyiz başvurusunda bulunmaması nedeniyle usulüne uygun bir temyiz istemi bulunmadığından davalı şirket yönünden temyiz isteminin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı bankanın temerrüt faiz oranına ilişkin takipte talep ettiği %94,5 oranının fahiş olduğu, tespit edilen akdi faiz oranının %50 fazlasının temerrüt faiz oranı olarak uygulanmasının piyasa koşullarına uygun ve makul olacağı şeklindeki sözleşme ve yasal mevzuata aykırı görüşü benimsenerek karar verildiği, öncelikle davacı bankanın ticari kayıt ve belgelerinin yerinde bankacılık alanında uzman bilirkişi aracılığıyla incelemesi yaptırılarak davacı bankanın aynı tür kredilerin aynı dönem için uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranlarının tespit edilmesi, ayrıca TCMB’ye bu kredilere yönelik uygulanacak akdi ve temerrüt faizi oranlarının bildiriminde bulunup bulunmadığının da sorulmak suretiyle tespit edilen temerrüt faiz oranlarından en düşük olanı esas alınmak suretiyle hesap konusunda denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
6. HD. 13.12.2022 T. E: 2021/6144, K: 5837
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ve ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğunun ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirketin, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
6. HD. 08.12.2022 T. E: 4080, K: 5754
6. HD. 08.12.2022 T. E: 2021/5876, K: 5750
Borçluya çıkarılan kıymet takdir raporu ve satış ilanının "muhatabın tebliğ anında adresinde bulunamaması işte olması sebebiyle muhatap yerine muhatap ile aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan eşi ........... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhi ile sırasıyla ........... ve ........... tarihlerinde tebliğ edildiğinin, kendisine tebligat yapılan .............'ın aynı icra takibinin diğer borçlusu olduğunun görüldüğü, bu durumda şikayetçi borçlu ile icra takibinin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması bulunmakla anılan her iki tebliğ işleminin hasma tebliğ nedeniyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğu- Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla ihalede zarar unsurunun bulunmadığı anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmüş olup borçlunun ihalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz hakkının kısıtlandığını ve taşınmazın gerçek değerinden kat kat düşük değere satıldığını da ileri sürdüğünün anlaşıldığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelden daha az ya da aynı olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhalesi yapılan taşınmazlar tapuda ayrı parsel numarası ile kayıtlı ise de ............ İcra Müdürlüğü'nün ................. Talimat sayılı dosyasında bulunan ve satışa esas alınan bilirkişi raporunda 5 no'lu parselin hali hazırda mevcut alanda iskele yapılmak üzere 2 no'lu parselde bulunan yapıyla birlikte kullanıldığının tespit edildiğinin görüldüğü, bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince, gerekirse mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, taşınmazlar arasında fiili ve ekonomik bütünlük bulunup bulunmadığı ve birlikte satılmalarının gerekip gerekmediği belirlenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-