2. HD. 25.12.2024 T. E: 9779, K: 10442
İtiraz Hakem Heyetince, kaza tespit tutanağı ve ceza mahkemesi dosyası da, dosya içerisine alınarak, dosyanın Adli Tıp Kurumu, İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı, dosya kapsamında alınan kusur raporu ve tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre (davalı lehine usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) karar verilmesi gerekeceği- Davacının, kaza tarihinde zorunlu trafik sigortası olmayan traktörde yolcu olarak bulunduğu, davacı ile dava dışı sürücü .............'in arkadaş oldukları sabit olup davacının bu taşıma için sürücüye ücret ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bu durumun aksi ispat edilemediğinden davalı vekilince süresinde yapılan hatır için taşıma savunmasına itibar edilerek TBK’nın 51 inci maddesi gereğince Dairenin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
28038 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 4/1 maddesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu'nun ödemekle yükümlü olacağı miktarın Sağlık Uygulama Tebliği'nde yer alan hükümler doğrultusunda hesaplanacağının düzenleme altına alındığı, oysa normlar hiyerarşisi gereği izahtan varestedir ki; Kanun'un lafzına ve amacına aykırı olarak yönetmelik hükmü getirilemeyeceği gibi, taraflardan birine Kanun ile getirilen sorumluluğun, Yönetmelik hükmü ile ne daraltılabileceği ne de genişletilebileceği, kaldı ki Sağlık Uygulama Tebliği'nin 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince "2918 sayılı Kanun'un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98 inci maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 4 üncü maddesinin 1 inci bendinde yer alan "Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda" ibaresinin 14.11.2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16.03.2016 tarihinde de "Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 4. maddesinin 1. bendinde yer alan "...Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda" ibaresinin iptaline karar verildiği, anılan iptal kararı gereği, 6111 sayılı Kanun kapsamında kalan belgeli tedavi giderleri için SUT esaslarının uygulanması imkanının kalmadığı, bu hukuki olgular karşısında, Kanun gereği kazazede için özel ve resmi sağlık kurumunda yapılan her türlü tedavinin, gerçek zarara işaret etmesi ve yaralanma ile uygunluk göstermesi şartı ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın sorumluluğunda olduğunun, bunun aksine Yönetmelik hükmüne itibar edilemeyeceğinin kabulü gerekeceği, bu doğrultuda uygulanan tedavilerin sigortalının yaralanmasının mahiyeti ile uyumlu olup olmadığı, irdelenmek suretiyle uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasa'nın 98 inci maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar dosya içinde ki bilirkişi raporunda, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe atıf yaptığı gerekçesi ile sürekli iş göremezlik oranının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre belirlendiği belirtilmiş ise de bu yönetmelik Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 18. maddesi ile 20.02.2019 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı için bu tarihten sonraki kazalarda bu yönetmeliğin uygulanma imkanının kalmadığı, bu nedenle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve eklerine göre sürekli iş göremezlik oranın belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış yönetmeliğe göre hazırlanan rapora göre hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık sürenin geçmediği, bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki Özür Oranları Cetveli’ne göre yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Dosyanın incelenmesinde, davacının kaza tarihinde uzman çavuş olarak görev yaptığının anlaşıldığı, şu durumda; 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’ uyarınca davacıya ödemede bulunulup bulunulmadığı hususu araştırılarak bu ödemenin zarar verene rücû olanağı bulunduğundan tazminat miktarından düşülmesi gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak 5684 sayılı Kanun uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Hakem heyetince, ceza dosyası (kusur raporları, karar örnekleri) getirtilerek, alanında uzman bilirkişiden kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ve kaza tespit tespit tutanağı ile çelişkiler giderilecek şekilde rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek maddi tazminat miktarı takdiri gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle meydana gelen kaza ile illiyet bağını da tespit edecek şekilde kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak içerisinde göğüs hastalıkları uzmanının da bulunduğu heyetten rapor alınıp (davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalıların usuli kazanılmış hakları gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacıda oluşan yara nedbesinin (skar) keloid veya hipertrofik skar niteliğinde olup olmadığı ve vücut yüzeyinin yüzde birinden fazla alanı kaplayıp kaplamadığı hususlarına dikkat edilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, daha önce düzenlenen raporlar arasındaki çelişkiyi giderir biçimde içerisinde plastik cerrahi uzmanının da bulunduğu yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna (davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek) göre karar verilmesi gerekeceği- Olayla ilgili davacı çocuğun annesi ve bisiklet tamirine gittiği tamircinin ifadelerinde, davacı çocuğun bisiklet tamircisine gittiği, bisiklet tamircisnin annesini arayarak çocuğunun yanında olduğunu söylediği, annesinin de evine getirmesini istediği, bisiklet tamircisinin de yoldan geçen ve tanıdığı motosiklet sürücüsünden çocuğu evine götürmesini istediği ve onun da kabul ettiği sabit olup davacının taşıma için ücret ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bu durumun aksi ispat edilemediğinden davalı sigorta şirketinin süresinde yapılan hatır için taşıma savunmasına itibar edilerek TBK’nın 51 inci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir...
Yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık sürenin geçmediği, her ne kadar dosyaya sunulan rapor bir yıllık süre dolmadan tanzim edilmiş ise de İtiraz Hakem Heyeti karar tarihi itibariyle bir yıllık sürenin dolduğu, bu durumda; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle geçici bakıcı süresinin ve SGK tarafından karşılanmayan fatura edilemeyen tedavi gideri olup olmadığının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki Özür Oranları Cetveli’ne göre yukarıda açıklandığı şekilde Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-