Yapılan yargılama sonunda alacak iddiasının ispatı için teknik bilirkişi incelemesinin gerekli olduğu, ancak davacı yanın verilen kesin sürede bilirkişi raporu aldırılması için masraf yatırmadığı, bilirkişi ücretinin delil avansı niteliğinde olduğu, bu suretle bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, dosya kapsamına göre davacının davasını ispat edemediği gerekçeleri ile, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
6. HD. 28.12.2022 T. E: 3071, K: 6160
Dava, sözleşme dışı ve fazla imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir...
Yapılan grafoloji incelemelerinde belgedeki imzanın davacıya ait olduğu yönünde görüş beyan edilmiş ise de sonradan oluşturulduğu iddiası yönünden tespit yapılamadığından, bu hali ile belgedeki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, buna göre mahkemece, belgenin sonradan oluşturulduğu, başka bir deyişle imzalı bir kağıttan üretildiği iddiası yönünden Adli Tıp Kurumu’ndan ya da üniversitelerin konuyla ilgili bölümünde görev yapan öğretim görevlilerinden oluşan bir heyetten ibra niteliğindeki ibarelerin yazılı bulunduğu kağıdın şekli, niteliği, imzanın atılış konumu, belgedeki yazıların yazılış biçimi, printer yazısı olması, imzayla birlikte yazıların çakışması karşısında, bu belgenin başka amaçla atılmış imzalı bir kağıttan üretilip üretilmediği, özellikle imza ve yazıcı mürekkebinin çakıştığı yerde yazının mı önce yazıldığı yoksa imzanın mı önce atıldığı, printer yazısı izinin, mürekkebinin ıslak imzanın üzerinde olup olmadığı hususunu aydınlatır şekilde denetime elverişli, itirazları karşılayan bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamın incelenmesinde, oda aleyhine kararlaştırılan bir cezai şart düzenlemesinin bulunmadığı belirtilmek suretiyle hüküm kısmında menfi zarar ve cezai şart yönünden ayrı ayrı hüküm kurulduğu, davacı borçlunun menfi zarar yönüyle diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedildiği, ilamda şikayetçi borçlunun sorumluluğu bu şekilde sınırlandırılmasına rağmen alacak kalemlerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, takip talebi ve icra emrinde ilama uygun olarak şikayetçi borçlunun sorumlu olduğu miktarın belirtilmediği, şikayetçinin tüm borçtan sorumlu tutularak icra emri düzenlendiği görüldüğünden, mahkemece, İİK'nun 17. maddesi de dikkate alınarak gerektiğinde bilirkişi incelemesine de başvurulmak suretiyle icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda..
Davalı tarafından icra takibine konu edilen alacağın hangi ipotek akdinden kaynaklandığı konusunda, aralarında bankacı bir bilirkişinin de bulunduğu uzman bilirkişi heyeti oluşturularak, davalı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri ile banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılarak ve yapılan ödemeler de dikkate alınarak, bilirkişi kurulundan Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 12.11.2020 tarih, 2018/115 E., 2020/3587 K. sayılı bozma ilâmında belirtilen hususlar doğrultusunda davacıların kooperatife borcu bulunup bulunmadığı, borçları varsa kaynağının ne olduğu konusunda, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken, bozma ilâmının gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi kurulmasının doğru olmadığı-
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebinden ibarettir..
6. HD. 13.12.2022 T. E: 2021/6144, K: 5837
Davalı ..............San. Ltd. Şti. ................ tarihinde ticaret sicilinden re'sen terkin edildiği, ............ Ticaret Sicil Müdürlüğünce ........... tarihli ve ............. sayılı Ticaret Sicil Gazetesi'nin 88. sayfasında ilan edildiği, davalı şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kalkması nedeniyle şirketin vekillik sıfatının da kendiliğinden sona ermesi, sonradan ihya edilen davalı şirketin tasfiye memuru tarafından da temyiz başvurusunda bulunmaması nedeniyle usulüne uygun bir temyiz istemi bulunmadığından davalı şirket yönünden temyiz isteminin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı bankanın temerrüt faiz oranına ilişkin takipte talep ettiği %94,5 oranının fahiş olduğu, tespit edilen akdi faiz oranının %50 fazlasının temerrüt faiz oranı olarak uygulanmasının piyasa koşullarına uygun ve makul olacağı şeklindeki sözleşme ve yasal mevzuata aykırı görüşü benimsenerek karar verildiği, öncelikle davacı bankanın ticari kayıt ve belgelerinin yerinde bankacılık alanında uzman bilirkişi aracılığıyla incelemesi yaptırılarak davacı bankanın aynı tür kredilerin aynı dönem için uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranlarının tespit edilmesi, ayrıca TCMB’ye bu kredilere yönelik uygulanacak akdi ve temerrüt faizi oranlarının bildiriminde bulunup bulunmadığının da sorulmak suretiyle tespit edilen temerrüt faiz oranlarından en düşük olanı esas alınmak suretiyle hesap konusunda denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-