Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, sürekli işgücü kaybı tazminatı istemi- İtiraz Hakem Heyeti tarafından; kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakı temin edildikten sonra olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması gerektiği- Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince görülen uyuşmazlıkta, tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olduğu-
Mahkemece, harita mühendisi bilirkişiler refakatinde keşif ve inceleme yapılarak rapor alınmış olup, alınan teknik rapor ile birlikte dosya 3 kişilik mali müşavir, hukukçu ve harita mühendisi bilirkişi heyetine sevk edilmiş, ancak taraf iddia ve itirazlarını tam olarak değerlendirilmeden önceki rapor ve tespitlerdeki çelişkileri de gidermeden tanzim edilen rapora göre hüküm kurulduğu, bu durumda mahkemece yapılacak işin; yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak; tarafların itirazlarının değerlendirildiği, önceki raporlarla oluşan çelişkilerin giderildiği, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime uygun rapor alınmak ve itiraz olursa bu itirazları da değerlendirerek ek rapor almak suretiyle karar vermekten ibaret olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan yaralanma sebebiyle cismani zararın tahsili istemi- İtiraz Hakem Heyetince; kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınan raporun mevcut olduğu dikkate alınarak varsa davalı vekilinin maluliyet tespitine dair itirazlarının değerlendirilerek ve davalı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği- Belirsiz alacak davası olarak açılmamış olan davada ikinci ıslah dilekçesi doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, borçlu şirket tarafından vekil tayin edilen şahsın takip konusu çeklerin keşide tarihlerinden önce vekillik görevinden azledilip edilmediği belirlenerek; usulüne uygun bir azilname olmadığının tespiti halinde, muteriz borçlu şirket yetkilisi tarafından 3. kişiye verilen çek düzenleme yetkisini içeren vekaletname gereğince, takip dayanağı çeklerdeki keşideci imzalarının söz konusu şahsa ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamından, davacı yayanın temyiz aşamasında vefat ettiği anlaşılmakla; dava konusu edilen beden gücü kaybı tazminatının ölüm tarihine dek hesaplanarak hüküm altına alınması gerekeceği-
İtiraz hakem heyetince hükme esas alınan kusur raporu ile ceza dosyasında alınan ............. tarihli ATK kusur raporu arasında çelişki olduğu anlaşıldığından, ceza dosyası getirtilip iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre (temyiz eden davalı lehine oluşan kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla) karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekeceği-
Hakem heyetince; kusur durumunun tespiti bakımından bilirkişi raporu alınmadan, trafik kaza tutanağında belirlenen asli ve tali kusur oranına göre karar verildiğinden, hakem heyetince, alanında uzman bilirkişiden kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre maddi tazminat miktarı takdiri gerekeceği-
Dosyanın incelenmesinde; davacı yayaya çarptığı iddia edilen motosikletin plakasının belli olmadığı, olay yerini gören herhangi bir kamera kaydı ya da görgü tanığı olmadığı gibi kaza tespit tutanağının da düzenlenemediği, ancak hesap raporunda davalının kusur oranının %100 olarak alındığı anlaşıldığından, Hakem Heyetince; ceza soruşturma aşamasına ilişkin tüm bilgi ve belgeler ile tarafların başkaca delilleri de toplanmak suretiyle öncelikle olayın sübutuna ilişkin hususların açıklığa kavuşturulması, sübutun kabulü halinde tarafların kusur durumunun konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile dosyadaki tüm evraklarla birlikte irdelenip tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
5.000.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 3.177.690,2166 USD asıl alacakla birlikte bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 17,03 oranında işleyecek gecikme cezası talep eden alacaklı "bononun Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kredi alacağının tahsili için alındığını ve takipte kredi sözleşmesi hükümlerine göre gecikme tazminatı istendiğini reeskont faizi istenmediğini" ileri sürmüş olup kredi sözleşmesi temin edildikten sonra, taraf beyanları da dikkate alınarak, talep edilen gecikme cezasının niteliği ve kambiyo takibinde gecikme cezası talep edilip edilemeyeceği hususları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda "takip sonrası uygulanması talep edilen gecikme cezasının uygulama şekline bakıldığında peşin oran belirlenmiş olması nedeni ile cezadan çok faizi ifade ettiği, talep edilen ceza taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığından sözleşme serbestisi ilkesi gereğince herhangi bir değerlendirme yapılmadığının" belirtildiği ve yine raporda "asıl alacak için yıllık % 17,03 gecikme cezası talep edildiği, işletilecek faiz cinsinin ticari temerrüt faizi olabileceği, takip tarihindeki ticari temerrüt faizi oranının % 10,75 olduğu" ifade edilmesine karşın, sonuç kısmında "talep edilen gecikme cezasının takip tarihindeki faiz oranları ile uyumluluk arzettiği" rapor edildiğinden, faize ilişkin çelişkili bilirkişi raporunun olup hüküm esas alınamayacağı-
Davalıların, dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan ........... tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları, davalı kefillerin imzaları bulunan sözleşme içeriğinde çek yaprağı ve teminat mektubu nedeniyle depo bedelinden sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmadığı halde mahkemece davanın bu yönden kısmen kabul edilmesinin doğru olmadığı-
Dosyadaki bilgilerden takibe konu borçların, asıl borçlu ile davalı şirket arasında üç ayrı kredi sözleşmesine dayandığı, ne var ki davalı kefillerin sadece tek bir sözleşmeye kefil olduklarının anlaşıldığı, o halde mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınarak davalıların kefalet imzası bulunan kredi sözleşmesi kapsamında takip tarihi itibariyle kredi borçları bulunup bulunmadığı belirlenip, sorumlu olacakları miktar tespit edilerek karar verilmesi gerekeceği-