Takip dosyasına yapılan itirazda imzanın bizzat icra müdürü huzurda atılmasının zorunlu olmadığı, itiraz dilekçesinin posta yoluyla da gönderilebileceği-
İİK. mad. 45 gereğince; alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklının, öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğu- Alacaklının rehnin (ipoteğin) paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmadan, ilamlı veya ilamsız icra takibi ya da borçlu iflasa tâbi kimselerden ise, iflas yolu ile takip yapamayacağı- Rehnin (ipoteğin) paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonunda, alacaklının, alacağın karşılanmayan kısmı için koşulları var ise ilamlı veya ilamsız takip yapabileceği ve konudaki şikayetlerin, süresiz olarak yapılabileceği-
İtiraz ile duran takibin 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 13. ve 138. maddeleri uyarınca yapılan takiplerden olduğu gerekçesiyle satış işlemleri yönünden takibin durdurulmasına, diğer takip işlemleri yönünden takibin devamına dair icra müdürlüğünce verilen kararın iptaline ilişkin şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Borçlu bakanlık hakkında idare mahkemesi ilâmı uyarınca takip talebinde yazılı alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği, borçlu idareye örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu idarenin yasal süresinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçede; talep edilen miktarda farklılıklar olduğu belirtilmiş ise de, itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermeyen borçlu idarenin itiraz etmemiş sayılacağından takibin kesinleşmiş olduğu-
Takip dosyasında mevcut borçluya gönderilen ve tebliğ edilen ödeme emri tebligat mazbatasında tebliğ tarihinin belirtilmediği anlaşıldığından, öncelikle itirazın süresinde olup olmadığının tespiti için ödeme emri tebliğ tarihinin ilgili posta müdürlüğünden sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
"Borcunun bulunmadığı ve yediemin ücreti için müstakil takip yapılamayacağı"na ilişkin başvurunun borca itiraz niteliğinde olduğu ve genel haciz yolu ile başlatılan takipte ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmesi gerektiği-
Borçlunun, genel haciz yolu ile başlatılan takip talebinde istenen işlemiş faiz miktarına itirazının borca itiraz niteliğinde olduğu ve bu itirazın icra dairesine bildirmesi gerektiği- Borçlunun borca itirazlarını icra dairesi ile birlikte ayrıca icra mahkemesine de bildirmesinin fuzuli bir başvurudan ibaret olup hukuki sonuç doğurmayacağı-
Alacaklının sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp, işlemin zamanaşımını kesmesi için İİK.mad. 59 uyarınca işlemin gerektirdiği masrafın da yatırılmış olması gerektiği-
Borçlunun adi ortaklığı oluşturan şirketler arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğunu ile sürerek takibin iptalini talep ettiği, borçlunun başvurusu bu hali ile borca itiraz mahiyetinde olup takibin şekline göre İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, icra müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacağı-