Alacaklının takibe itiraz etmeyen aleyhine itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Borçlunun, yasal yedi günlük süre dolmadan itiraz dilekçesini icra dairesine havale ettirmek suretiyle teslim etmesi ve dilekçenin dosyaya konulduğu hususunda icra tutanağının düzenlenmesini istemesi gerektiği- İtirazın, icra tutanağına geçirildiği tarihte yapılmış sayılacağı, bu tutanakların aksi ancak aynı nitelikte bir belge ile ispatlanabileceği- İcra Dairesince 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08/04/2013 tarihli oldukları belirtilerek tutanağa geçirilmişse de, 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08.04.2013 tarihli olduğu konusunu destekleyecek hiçbir delil ve emareye dosyada rastlanmamış olup, mahkemece icra dairesi tarafından tutulan tutanak esas kabul edilerek şikâyetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
İtirazda bulunan kooperatifin takip borçlusu kooperatif olmadığı anlaşıldığından, üçüncü kişi niteliğindeki kooperatifin yaptığı itirazın geçersiz olduğu ve takibin durdurulmasına ilişkin müdürlük kararının yerinde olmadığı-
5411 s. Bankacılık Kanunu mad. 138/4 uyarınca, Fonun alacaklı olduğu ve İİK. uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı- Takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin tarihi dikkate alındığında, borçlu tarafından yapılan itirazın satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağının kabulü gerekeceği-
Alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takipte borçlular tarafından, ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine icra mahkemesine yapılan başvuruda, ileri sürdüğü hususların İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmesi gerekeceği-
"Borca itiraz" niteliğindeki "mükerrerlik iddiası"nın icra dairesine yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılması halinde sonuç doğurmayacağı-
Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olduğu-
Borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece, borçlunun cevap dilekçesinde; senet metninden anlaşılan, takibe konu çekin keşide tarihi kısmında tahrifat yapıldığı, süresinden sonra bankaya ibraz edildiği ve çekin zamanaşımına uğradığı itirazını ileri sürdüğüne göre, alacaklının tahrifata ilişkin açık bir kabulünün bulunmadığı da gözetilip bu hususlar yöntemince incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının yapmış olduğu takibe karşı borçlu süresinde ve usule uygun olarak itiraz etmiş olmakla İİK'nun 66. maddesi gereğince anılan takip duracağından, durma kararı sonrası itirazın iptali veya itirazın kaldırılmasına karar verilmeden takip dosyasında hiçbir işlem yapılamayacağı, o halde; itirazla duran takipte borçluya yenileme emri de gönderilemeyeceğinden mahkemece şikayetin kabulü ile yenileme emrinin iptaline karar vermek gerekeceği-