Davalının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş olup; itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemeyeceği, dava dilekçesindeki istek sadece kiralananın tahliyesine ilişkin olup, itirazın kaldırılması talep edilmediği, itirazın kaldırılması istenmeden tahliyeye karar verilemeyeceğinden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddiaları borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği- Borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takibin geri bırakılacağı (İİK. mad. 53)- Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse, mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamayacağı; bu maddenin, icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması halinde uygulanacağı; İİK.nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak icra mahkemesine süresiz olarak şikayette bulunulabileceği- Murisin takipten önce öldüğü ve mirası ret süresi geçtikten sonra mirasçılar hakkında takip başlatıldığı anlaşıldığından, İİK 53 ve 16. maddelerinin uygulanamayacağı-
Borca itiraz niteliğinde olan "mükerrerlik iddiası"nın, genel haciz yolu ile ilamsız icra takipte gönderilen ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede "icra dairesine" yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı-
Borçlunun hakkında yapılan takipte pasif takip ehliyeti bulunmadığı yönündeki başvurusu şikayet niteliğinde olup, genel haciz yoluyla takipte borçlunun, icra dairesinde borca itiraz etmiş olmasının, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takip ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği, yani, borçlunun özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararının olduğu- Borçlu tarafından ileri sürülen kefaletin şekil şartlarına ilişkin hususun açılacak olan itirazın iptali davasında değerlendirileceği- Mahkemece, takibe dayanak borca esas kredi sözleşmesinin niteliği incelenerek, tüketici kredisi olup olmadığı tespit edildikten sonra, şayet tüketici kredisi olması halinde, TBK'nun 585. maddesinde ön görülen koşulların bulunup bulunmadığı re’sen değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen "borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz" şeklindeki istisnai düzenlemeden varlık yönetim şirketleri yararlanamayacağı- Borçluların icra dairesine yaptıkları itirazlarının ödeme emri tebliğ tarihleri itibariyle yasal yedi günlük süresi içerisinde yapıldığının saptanması halinde ise, borçlular hakkındaki takibin İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce durdurulmasına ve böyle bir durumda hacizler de takip kesinleşmeden konulmuş olacağından, İİK'nun 78. maddesi hükmüne göre geçersiz sayılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, borçlu tarafından süresi içinde takibe itiraz edildiği için takibin durması gerekeceğinden, icra müdürlüğünün takibin devamı yönündeki karar ve işleminin iptali ile borçlu aleyhine yapılan işlemlerin ve borçlunun malları üzerine konan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Havale tarihine göre borca itirazın ise yasal yedi günlük süre içerisinde olmadığı, alacaklının buna yönelik şikayeti bir hakkın yerine getirilmemesinden kaynaklandığından süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Adi kiraya ve hasılat kirasına ilişkin takiplerle ilgili olarak İİK.’nun 269. maddesinde "kira bedelinin hangi aylara ait olduğunun açıklanması gerektiği"ne dair bir düzenleme mevcut olmadığı- Borcun sebebinin ve alacağın konusunun hangi aya ilişkin olduğunun net olarak takip talebinde gösterilmesi gerektiğinden bahisle "itirazın kaldırılması" davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklının takibi sürdürme iradesinin bulunması halinde, ödeme emri kendisine tebliğ edilememiş olsa da borçlunun itirazda bulunabileceği-