Ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerektiği-
Borçluya ödeme emri tebliğ edilmese bile, alacaklının takibe devam iradesini ortaya koyması ve uyuşmazlığı sürdürmesi halinde borçlunun itiraz hakkının doğduğunun kabulü gerektiği-
Mahkemece, imzaya itirazın maddede belirtilen usullerde incelenerek imzanın borçluya ait çıkması halinde, zamanaşımı itirazının da incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan dayanak belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olmadığından bahisle istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm fer'ilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğunun anlaşıldığı, her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olduğu-
İİK.'nun 62/4 maddesi uyarınca, davalı borçlu itirazında açıkça itiraz ettiği miktarı göstermek zorunda olduğu aksi durumda miktara itiraz etmemiş sayılacağından, takip ile talep edilen kira miktarı kesinleştiği, mahkemece, ödemelerin yapıldığı bildirilen posta çeki hesabına ait hesap dökümü dosya arasına alınmış olup, bu hesap bildirim cetvel dökümüne göre davalı borçlunun takibe konu tarihlerde 40.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmasına rağmen davalı borçlu tarafından 23.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilerek karar verilmesinin doğru olmadığından mahkemece, kararın yalnızca davalı borçlu tarafından temyiz edildiği hususu da göz önünde bulundurularak ve davalı tarafça yapılan ödemeler üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen raporda; takibe dayanak belgedeki imzanın, keşideci murisin eli ürünü olduğunun belirlendiğinden, dayanak belgenin borç ikrarını içermesi nedeniyle İİK. mad. 68/1'de belirtilen imzası ikrar edilmiş senet niteliğinde olduğu ve mahkemece borçluların borca, fer'ilerine ve zamanaşımına yönelik diğer itirazları üzerinde inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlu vekilinin vekaletnamesinde davadan ve kanun yollarından feragate, kabul, sulh gibi en geniş anlamda feragat kabul yetkilerinin mevcut olduğu görüldüğünden, mevcut vekaletname, HMK'nun 73/1. maddesi kapsamında genel vekaletname olup, bunun takibe itirazdan vazgeçme yetkisini de kapsayacağı-
Somut olayda, davalı borçlular vekili itirazında, kira ilişkisine itiraz etmediği, aksine alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisini kabul ederek, kira bedelinin yeniden uyarlama ile tespiti gerektiğini ileri sürdüğü, davalı borçlular vekili takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisinin kesinleştiği, zira kiracılık sıfatında bir anlaşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın kira miktarı konusunda olduğu, bu durumda mahkemece aylık kira bedeli sözleşmede kararlaştırılan şekilde hesaplanarak alacak miktarı buna göre belirlendikten sonra yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kira alacağı ve işlemiş faiz talepleri yönünden, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, borçlunun itiraz hakkı doğmayacağı- Ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Borçlu ödeme emrine itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılacağından, davalı ne itirazında ne de davaya cevaplarında kira sözleşmesi altındaki imzasına itiraz etmemiş olması, ayrıca sözleşmenin özel şartlar kapsamında belirtilen termal suyun kesildiğine dair bir itirazda da bulunmaması, itirazın borca itiraz niteliğinde olduğu- Davalının kira parasının ödendiğini veya kiralananın tahliye edildiğini yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğinden, davada yargılamayı gerektirir bir husus bulunmadığı, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-