Borçlunun itfa itirazı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olup, takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içinde icra dairesine yapılması gerekeceği-
Takibe süresi içinde itiraz edilmemişse alacaklının haciz isteme yetkisini kullanabileceği- Kendisine bir dilekçe sunulan icra memurunun, bu dilekçeyi havale ederek icra dosyasına koyması ve icra tutanağına da bu durumu kaydetmesi gerektiği- Şikâyetçi-borçlu belediyenin ödeme emrinin tebliği üzerine yasal yedi günlük süre dolmadan, itiraz dilekçesini icra dairesine havale ettirmek suretiyle teslim etmek ve dilekçenin dosyaya konulduğu hususunda icra tutanağının düzenlenmesini istemesi gerektiği-D.çenin havale ettirildiği tarih ile dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarih yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, bu haliyle süresinde yapılmayan itirazın geçersiz olduğu ve icra dairesince takibin kesinleştirilmesinde ve haciz işleminin yapılmasında yasaya aykırı yön bulunmadığı-Şikâyetçi-borçlu Belediye Başkanlığının taraf olduğu takibe ilişkin belgeleri zimmet defteriyle teslim etmesinin mümkün olmadığı- İcra dairesince belediyelerden istenen çeşitli kayıtların, taşınmaza ait imar durumlarının, vb. zimmet defteri ile teslimi mümkün ise de, Belediyenin taraf olduğu dosyaya ilişkin itiraz dilekçesinin bu usulle icra dairesine sunulmuş olmasının, işlemin (itirazın) usulüne uygun olduğunu göstermeyeceği- Ödeme emrine itiraz tarihinin belirlenmesinde zimmet defterindeki teslim tarihinin esas alınamayacağı-
Kira bedeline ilişkin itiraz edilen kısmın açıkça belirtmesi gerektiği- Davalının ödeme yaptığını ileri sürdüğü alacaklının banka hesap özeti incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı vekili tarafından avansın yatırıldığı tarihte istem geçerli olup, gönderme talebinin avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılacağından ve bu tarih itibarı ile başvurunun HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, yasal sürede yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği gözönünde bulundurularak, kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususların, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmesi gerekeceği-
Borçlunun ileri sürdüğü hususlar genel haciz yolu ile takipte itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca bu itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmayacağı-
İlamsız takipte her türlü itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiği-
Ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerektiği-
Borçluya ödeme emri tebliğ edilmese bile, alacaklının takibe devam iradesini ortaya koyması ve uyuşmazlığı sürdürmesi halinde borçlunun itiraz hakkının doğduğunun kabulü gerektiği-
Mahkemece, imzaya itirazın maddede belirtilen usullerde incelenerek imzanın borçluya ait çıkması halinde, zamanaşımı itirazının da incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan dayanak belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olmadığından bahisle istemin reddinin isabetsiz olduğu-