Borçlunun itiraz dilekçesinde yurt içi adres bildirmemesinin hukuki sonucunun itirazın geçersizliği olmayıp takip talebinde gösterilen borçlu adresine çıkarılacak tebligatların borçlunun kendisine yapılmış sayılması olduğu, somut olayda örnek 7 ödeme emrinin borçlunun yurt dışı adresine tebliği üzerine süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, olayda İİK’nın 62/3. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığı-
İcra müdürlüğünce herhangi bir talep ve hukuki sebep olmaksızın ödeme emri tebliğe çıkartılamayacağından ............... tebliğ tarihli tebliğ evrakının yok hükmünde olduğu- ............ tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakına karşı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin, mahkemece bekletici mesele yapılmaması hatalı ise de ............ İcra Hukuk Mahkemesi'nin ................... sayılı dosyasında usulsüz tebligat şikayeti kesin karar ile reddedildiği, ............ tebliğ tarihi itibariyle de borçlunun itirazının süresinde olmadığı-
İİK’ nın 62. maddesinden kanun koyucunun borca tamamen itiraz halinde aradığı tek unsurun, borçlunun borca itiraz etme yönündeki iradesini ortaya koyması olduğu; maddi hata yaparak borca itiraz dilekçesi yerine gönderilen dilekçenin UYAP sisteminden borçlu şirkete ait vekaletname ile birlikte, borca itiraz süresi içerisinde, borca itiraz talebi adı altında gönderilen, dosyaya yanlış bir dilekçe halinde sunulan itiraz dilekçesinin maddi hatadan kaynaklanması nedeniyle doğru dilekçenin esas alınması gerekeceği-
İpotek akit tablosunun incelenmesinde, borçlunun alacaklı lehine 175.000,00 TL bedel için, 1. derecede, faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar müddetle, borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ipotek tesis edildiği, ipoteğin, mevcut olan bir borç için tesis edilmekle kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olup, ilam niteliğini taşıdığının anlaşıldığı, ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içerse de, alacaklı tarafından borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılmasında ve borçluya 9 örnek ödeme emri gönderilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, ipoteğin belirtilen niteliği, borçlunun itirazında ve yargılama sırasında borcu olmadığı veya borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gözetildiğinde, takibe dayanak ipotek akit tablosunda alacak miktarı 175.000,00 TL olarak belirtilmekle, alacağın likit olduğu ve davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu dikkate alındığında İİK. 68 maddesi kapsamında davacı alacaklı lehine asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İtiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin itiraz tarihi olarak kabulüne imkan bulunmadığı ve itiraza esas olan tarihin, anılan dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihin olduğunun açık olduğu, bu tarih nazara alındığında borçlu tarafından İİK.'nin 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceği-
Şikayetin, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair kararın kaldırılmasına ilişkin olduğu, takip türüne göre İcra Müdürlüğünün itirazla takibi durdurmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
İK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunlu olduğu, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine İcra Mahkemesine bildirmiş olmasının fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde hata edildiği tespit edilmiş olmakla, HMK’nin 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiği halde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olacağı-
Borca itiraz dilekçesinde şirkete ait tek imzanın bulunduğundan, borçlu şirket adına itiraz eden şirket yetkilisine kesin süre verilerek diğer yetkililerin itiraza icazetini sağlaması gerektiği-
İİK'nun 45/1. maddesi hükmü uyarınca; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceği; ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse, alacaklının kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebileceği- Borçlunun, icra takibinin İİK'nun 45. maddesine aykırı olduğu nedenine dayalı başvurusunun kamu düzenine ilişkin olup süreye tâbi olmadığı-