Borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğinin ona yeni bir itiraz hakkı tanıyacağı-
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesinde; “Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz" hükmüne yer verildiği, fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen bu istisnai düzenlemeden anılan Kanunun 143. maddesinde belirtilen varlık yönetim şirketleri yararlanamayacağı-
İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmayacağı (İİK. mad. 62)-
Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü "takip konusu alacağın idari bir işlemden kaynaklanması nedeniyle vergi mevzuatınca çözümlenmesi gerektiği, işlemiş faiz talep edilmesinin ve takipten sonrası için istenen aylık % 10,50 faiz oranının yasaya aykırı olduğu ve borcu bulunmadığı" şeklindeki hususların, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde ileri sürülmesi gerekeceği, zira, borçlunun ileri sürdüğü hususların icra mahkemesince ancak, alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik başvurusu üzerine değerlendirilebileceği-
Takip dayanağı çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğine ilişkin ibraz kaşesinin bulunmadığı ve dolayısıyla alacaklının müracaat hakkını kaybettiği anlaşıldığından, takip dayanağı belgenin, "adi havale" niteliğinde olup, kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği ve dolayısıyla İİK.nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı ve genel haciz yolu ile yapılan takipte, anılan belgeye dayanılarak itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği- Borçlu tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesinde de borç kabul edilmediğine göre, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiği ve bu nedenle mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip talepnamesinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının harca esas değerinin gösterilmiş bulunması karşısında, İİK’nun 58/3. maddesindeki koşulun yerine getirildiğinin kabulü gerektiği- Temerrüt oluşmadığı, faiz istenemeyeceği ve faiz oranına ilişkin iddiaların borca itiraz olup, takibin şekline göre İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, icra müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itirazın, fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, İİK'nun 62. maddesine göre yapılan itirazın İİK'nun 66. maddesi gereğince takibi durduracağı- Fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen istisnai düzenlemeden varlık yönetim şirketlerinin yararlanamayacağı-
İtiraz tarihinde davalı şirketi temsile yetkili olmayan tarafından itirazda bulunulduğu, usulüne uygun yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceği, dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği-
Borçlunun ileri sürdüğü hususların, genel haciz yolu ile takipte itiraz niteliğinde olup, bu itirazın İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, dolayısıyla icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmayacağı-
Genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, her türlü itirazın süresi içinde icra dairesine bildirilmesinin zorunlu olduğu, borçlunun, borca itiraz niteliğindeki mükerrer takip yapıldığına ilişkin itirazını da 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekmekte olup, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurmasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı-