Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptâli ve tescil, iki ayrı icra takibinin bir kısmından borçlu olunmadığının tespiti (asıl dava) taleplerine ve (birleşen) arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptâli ve tescil taleplerine ilişkin dava- Tapu iptâl ve tescil talep edilen taşınmazların değerleri birden fazla bilirkişi raporu alınarak belirlenmiş olup, alınan bilirkişi raporları yeterli görülmediği taktirde yeniden bilirkişi raporu alınması yerine, dava ile direkt ilgisi olmayan ve başka bir mahkemede görülen icra dosyasındaki kıymet takdirine itiraz sebebiyle bir kısım taşınmazlar yönünden alınan bilirkişi raporundaki değerlere itibar edilerek yargılama giderlerinin hesap edilmesi ile yargılama giderinin, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği kuralına uyulmayarak, yargılama giderlerinin denetime elverişli şekilde dökümü yapılmaksızın belirlenmesinin hatalı olduğu- Mahkemece birlikte ifa kuralı uyarınca tapu iptâl ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesine rağmen davalı arsa sahibinin harç ve yargılama giderlerinden gerekçesi açıklanmaksızın sorumlu tutulmasının da hatalı olduğu-
Şirketlerin birleşmesi nedeniyle, yüklenicinin alacaklarını yeni işletmeden isteyebileceği (TTK mad. 134; TBK mad. 203)- Şirket ortaklarının şirketin devraldığı borçlardan şahsi sorumlulukları bulunmadığı- Eksik imalâtlar bedelinin, davacının sunduğu faturalar yerine yapıldıkları yıl serbest piyasa rayiçlerine göre, tadilat projesi bedelinin davacı tarafından sunulan adi yazılı belge esas yerine ilgili meslek odasından sorulmak suretiyle hesaplanması ve bu bedele KDV ve yüklenici kârı dahil olduğundan ayrıca eklenmemesi gerektiği- Belirtilen hususlarda ek rapor (HMK. mad. 281/2) alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesinin sınırlı sorumluluk ilkesinden kötüniyetle yararlanmak isteyen şirket ortaklarına yönelmeyi sağlayan bir teori olduğu, davalıların sınırlı sorumluluk ilkesinden kurtulmak için işlemler yaptığının iddia ve ispat edilemediği, adres ayniyetlerinin faaliyet alanlarının aynı olmasının şirket kurucularının aynı olmasının genel kurullarının aynı gün yapılmasının tek başına davalıların müteselsil sorumluluğu için yeterli olmayacağı, şirketlerin unvan benzerliği ve ortaklık yapısının doğrudan doğruya perdenin kaldırılması teorisinin uygulanmasını sağlamayacağı, davalı şirketlerin ortaklık yapısı ve yönetim kurulu yapısının kuruluş aşamasında farklı olduğu, davalıların tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınarak mal kaçırma ya da alacağın tahsilini imkansız hale getirme yönünde eylemde bulunduğunun iddia ve ispat edilemediği, ortada borçluyu gizleyen bir perde (örtü) bulunmadığı, kötü niyetle ve mal kaçırma gayesi ile mevcudu eksiltmeye yönelik tasarruflarla ilgili olarak yasal şartların varlığı halinde tasarrufun iptali, muvazaa nedeniyle işlemin iptali gibi hukuki sürecin işletilmesinin mümkün olduğu ve “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi”nin belirli ve sınırlı durumlarda sakınılarak kullanılması gereken bir yol olduğu ve somut uyuşmalık bakımından perdenin aralanması koşullarının oluşmadığı ve şirketler farklı tüzel kişiliklere sahip oldukları da nazara alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığı-
İmâl edilen eserde ayıp olması halinde iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabileceği- Hakkın kullanılması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada bu hususun def'i olarak ileri sürülebileceği- Yüklenicinin, açık ayıplar nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için iş sahibinin teslimden itibaren makul sürede (işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir zaman süreci içinde) eserin muayenesini yaptırıp varsa ayıplarını ihbar etmesi gerektiği- Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerektiği- Aksi halde iş sahibinin eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı ve ayıba bağlı haklarının düşeceği- Davacı iş sahibi (tüketici) ile davalı yüklenicinin taraf olduğu eser sözleşmesinin de tüketici işlemi, görevli mahkemenin de tüketici mahkemesi olduğu-
Mahkemece, davalıdan sigortalı işyerinin bulunduğu adreste kombine kanal temizleme aracıyla müdahale ettiği tıkanıklık giderme çalışmalarına ilişkin evraklar, Büyükşehir Belediyesi'nden sorumluluklarında olduğu iddia edilen yerde hasar tarihinde çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin yazı cevapları ve gerekirse M.oroloji İl Müdürlüğü'nden sigortalı işyerinin bulunduğu ilçedeki olay tarihini kapsayan döneme ilişkin yağış kayıtları getirtilerek, konusunda uzman bilirkişi heyetinden çelişkilerin giderildiği rapor alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece aldırılan rapor, dosyada mevcut eksper raporu ile belgeler arasında çelişki giderilmeden karar verildiğinden, mahkemece; konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, gerekirse keşif yapılmak suretiyle raporlar ve belgeler arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, acil durum nedeniyle söz konusu 1602 abonenin doğalgaz hatlarının tek tek mi kesilmesi gerektiği yoksa bu 1602 abonenin bağlı olduğu tek bir asıl hattın ya da vananın kapatılması ve daha sonra açılması suretiyle mi gerçekleştirildiğinin tespiti sonucunda her bir abone için ayrı ayrı kapama açma ücreti alabileceği yönetmelik hükümlerinin buna göre değerlendirildiği, konusunda uzman üçlü makine mühendisi heyetinden denetime elverişli, ayrıntılı, çelişkilerin giderildiği ve davalının itirazlarının değerlendirildiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Bozma ilamında, tespit tarihindeki ve tespitten 20 yıl önceki hava fotoğrafları ile memleket haritaları getirtilerek mahalinde keşif yapılması, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, çekişmeli taşınmazlara uygulanan vergi kaydı ile komşu parsellere tatbik edilen vergi ve tapu kayıtlarının mahaline uygulanarak sınırlarının birbirlerin okuyup okumadığının tespit edilmesi ve bu hususlarda infaza elverişli kroki alınması istenildiği ve ... tahrir kaydı ile bir kısım komşu parsel tapu ve vergi kayıtları da dosya içeriğinde olduğu halde anılan belgelerden yararlanılmadan, bilirkişilerden açıklamalı ve detaylı rapor ve kroki alınmadan sonuca gidildiği anlaşıldığından, taşınmazlara uygulanan vergi kaydı ile komşu taşınmazlara ait vergi ve tapu kayıtlarının tümü temin edilerek, mahallinde harita, orman ve ziraat mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle birlikte keşif yapılması, anılan kayıtlar uygulanarak sınırların birbirini okuyup okumadıklarının tespit edilmesi, bunlarla birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları da değerlendirilerek bilirkişilerden açıklamalı ve detaylı rapor alınması, infaza elverişli kroki düzenlettirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemi- Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalı tarafından yapılan dolgu ile Belediyenin döktüğü hafriyatın kesin olarak ayrılmasının olanaksız olduğu belirtilmesine karşın davalının % 10 kusurlu olduğunun belirlenmiş olmasının çelişki oluşturduğu yeniden ve konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle raporlar arasındaki kısmi uyumsuzlukların da giderilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Bayilik sözleşmesinin feshi nedeni ile tazminat istemi- Davacının sadece yeni araç satışlarından kaynaklanan kâr mahrumiyetine hak kazanacağı gözetilerek, satış sonrası servis, işçilik ve yedek parça, aksesuar gelirleri, ikinci el araç satışı, madeni yağ, sarf malzemeleri satışı ile diğer faaliyet gelirleri olmak üzere tüm gelirlerinin nazara alındığı, gelir tablolarında ayrıntılı inceleme ve ayrıştırma yapılmadığı, ayrıntılı bilanço yerine gelir tablosuna bakılarak hesaplama yapıldığı, ayrıca kâr marjlarının hatalı alındığı, tahmine dayalı kâr marjlarının gerçeği yansıtmadığına ilişkin itirazları yeterince değerlendirilmediği anlaşıldığından, mahkemece davalı itirazları da dikkate alınarak ek veya yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-