Ayıplı araç satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemi- Mahkemece iki bilirkişi kurulu raporunda açık çelişki bulunmasına rağmen raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin ve üçüncü bir bilirkişi raporu alınmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı tarafa tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz süresinin dolması beklenilmeksizin alınan yetersiz ve denetime elverişli olmayan rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Davalı tarafa bilirkişi raporuna karşı itirazlarını sunması için imkânı tanınarak, davalı taraf itirazlarını sunmuşsa bu itirazlar doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılarak oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerektiği-
Davalının işlettiği tatil köyüne ilişkin olarak davacı ile kanalizasyon suyu abonesi olduğu,davacı tarafça davalı hakkında tutulan tutanaklar bulunduğu, bilgisine başvurulan tanıkların beyanlarından da anlaşıldığı üzere benzer nitelikteki diğer tatil köylerindeki su tüketimleri baz alınarak davaya konu edilen tahakkukların yapıldığı anlaşılmakta olup mahkemece alınan rapordaki hesaplamaların davaya konu edilen ve icra takibine de konu olan fatura döneminde yürürlükte olan tarife hükümlerini somut olay açısından yeterince irdelemediği ve davacı vekilince aşamalarda ileri sürülen itirazların yeterince karşılamadığı anlaşıldığından, raporun hükme esas alınamayacağı- Mahkemece, alanında uzman ayrı bir 3’lü bilirkişi heyetinden davaya konu edilen fatura döneminde yürürlükte olan tarife hükümleri de açık ve net bir şekilde irdelenerek, davacı vekilince aşamalarda ileri sürülen itirazlar da tam olarak karşılanmak suretiyle elverişli rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerektiği-
Menfi tespit davasında, mahkemece alınan bilirkişi raporu davalı vekiline 01.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, HMK.nın 281. maddesi gereğince bilirkişi raporuna karşı 2 haftalık beyan süresi beklenilmeden 05.04.2016 tarihinde yapılan duruşmada davalı vekilinin mazereti reddedilerek dava hakkında karar verilmiş olup, ayrıca tahkikat tamamlandıktan sonra sözlü yargılama yapılarak hükmün tefhimi için HMK'nın 184. madde gereğince yeni bir duruşma günü de tayin edilmemiş olduğundan, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği- Davacı M. Ö. davaya konu bonoda avalist olup TTK'nun 702/2. maddesi uyarınca avalistin bononun şekle aykırılık dışındaki sebepler nedeniyle borçlu olmadığını ileri süremeyeceği-
Her iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden ve davacı vekilinin mükerrer kaçak kullanım olduğu yönündeki itirazları da karşılanmadan hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru olmadığından, mahkemece,alanında uzman ayrı bir 3’lü bilirkişi heyetinden kaçak tutanak tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre hesaplamayı içerir,her iki rapor arasındaki çelişkileri giderir, davacı vekilinin aşamalarda ileri sürdüğü itirazları da karşılar nitelik ve nicelikte rapor alınması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmesinin doğru olmadığı-
Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin, hükmün kurulduğu, hâl böyle olunca, mahkemece; ilgili maddî ve hukukî olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında uzman üçlü bilirkişi kuruluna verilmesi, itirazları karşılayacak nitelikte ve raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, somut verilere dayalı, gerekçeli taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, davacılara davalı idare tarafından 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun kapsamında bir ödeme yapılıp yapılmadığının davalı idareden sorularak, davacılara yapılan bir ödeme varsa hangi kalemlerden ödeme yapıldığına dair bilgi ve belge asıllarının getirtilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
HMK mad. 280 uyarınca bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, HMK mad. 281 uyarınca da taraf beyanlarının sunulması için 2 haftalık süre verilmesi gerektiğinden, mahkemenin, emredici bu kanun hükmüne uyulmadan davalı tarafın mazeret dilekçesi verdiği duruşmada rapora istinaden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dosyadaki hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, üretilen temiz suyun %40'nın atık su olarak kabulü halinde ...... TL atık su borcu olduğu belirtilmekle beraber, ihtilaflı dönemden sonraki atık su miktarını gösteren bilgilerin dosyaya sunulması halinde yeniden hesaplama yapılması gerekeceğini aksi takdirde peynir üretim işinde, üretilen temiz suyun ne miktarda buharlaşacağı konusunda uzman bilirkişiden alınacak raporda saptanacak % oranına göre hesaplama yapılmasının gerekeceğinin bildirildiği, oysa ki mahkemenin, İzsu Tarifeler Yönetmeliğinden önce yürürlükte bulunan Ödemiş Belediyesi'nin 19.11.2012 tarihli toplantısında alınan encümen kararına dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporunu hükme esas aldığı, rapor bu hali ile hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı, hâl böyle olunca; mahkemece, dosyanın yeni görevlendirilecek uzman bilirkişiler aracılığıyla, İZSU Tarifeleri Yönetmenliğinin ilgili hükümleri değerlendirilerek, davalının itirazlarını da karşılar nitelikte, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece, davalı şirket yönünden bilirkişi raporuna karşı iki haftalık beyanda bulunma süresi dolmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-