Ödeme defi yargılamanın her aşamasında dile getirilebilir bir defi olup, mahkemece davalı yanca kök rapora itirazla sunulan gider makbuzları ile banka ödeme dekontlarının tartışılmamasının eksik inceleme sonucunu doğuracağı, keza, davalı taraf, bilirkişi raporuna itirazında aynı zamanda davacı sporcuya para cezası verildiğini bildirerek buna ilişkin dayanak belgeleri dosyaya sunmuş olup, mahkemece karar yerinde bu yönde bir değerlendirme yapılmayarak, olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının da doğru olmadığı, hal böyle olunca, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, bahsi geçen ödemelerin açıklattırılması, ileri sürülen para cezası hakkında bir değerlendirme yapılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalının hükme esas alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz ettiği, ancak mahkemece, itirazlar karşılanmadan hüküm tesis edildiği, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmenin uzman bilirkişilerin görevi olduğu, o halde, mahkemece; ...... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ............esas, ............ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ........... esas sayılı dosyalarının da istenerek, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak, davalının itirazlarını karşılar şekilde, davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime açık olmayan bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafça tahakkuk ettirilen borç miktarı değerlendirilmeksizin ve herhangi bir hesaplama yapılmaksızın, sadece tahakkuk eden borcun davalılardan tahsil edilmesi gerektiğinin belirtilmesiyle yetinilmiş olduğundan mevzuata uygun teknik bir incelemenin yapılmadığının, davalı tarafça da itiraz edilen söz konusu raporun yetersiz olup, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece; öncekinden farklı konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği elektrik tüketim miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281/2. maddesi gereğince, bilirkişilerden, şirketin hangi defter ve kaydından hareketle bu mütalaanın verildiği hususunun açıklanmasının istenilmesi ve bir denetleme yapılması gerekeceği, ayrıca, 05/09/2011 tarihli T. İş Bankası’nca düzenlenmiş iki adet dekonta konu banka işlemleri hakkında, ilgili bankadan ödemenin neye ilişkin olduğu hususunda banka kayıtlarında bir bilginin bulunup bulunmadığının sorulması gerekeceği, belirtilen yönlerden yapılacak araştırma ve inceleme neticeleriyle birlikte dosya kapsamı yeniden değerlendirmeye tabi tutularak, prim talebine ilişkin uyuşmazlığın çözülmesi gerekeceği-
Dosyaya sunulan ve avukat bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda tahakkuk bedeli ve gecikme zammı olmak üzere toplam ............TL borcun bulunduğunun belirtildiği, tüketici hukuku uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan sonraki bilirkişi raporunda ise davacı tarafından halka içme suyu olarak kullandırılan su bedelinin ana sayaç abonesi olduğu gerekçesi ile davalıdan talep edilemeyeceğinin belirtildiği ,raporların itiraza uğradığı, mahkemece sonraki rapor dayanak alınarak davanın reddedildiği, mahkemece; alanında uzman önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak bilirkişi kuruluna somut verilere dayalı, gerekçeli, denetime uygun, çelişkileri ve tarafların itirazlarını karşılar nitelikte rapor hazırlatılması (abonelik sürdüğü sürece borçtan sorumluluğun devam edeceği de gözönüne alınarak), varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin, hüküm kurulduğundan, mahkemece; HMK’nun 266. ve 281. maddeleri dikkate alınmak suretiyle, kusur oranına ilişkin çelişkiyi giderecek nitelikte alanında uzman önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak 3’lü bilirkişi heyetinden somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime uygun, tarafların itirazlarını da karşılar nitelikte kusur raporu alınması, kusur oranları net olarak tespit edildikten sonra, kusur durumuna göre, tazminat miktarlarının takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
.......... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırlık dosyasının getirtilip, hangi delile dayanılarak davalının kusursuz olduğuna karar verildiği tespit edilmesi ve sürücülerin olaydaki kusur durumları yönünden hazırlık dosyasındaki kusur raporu ile eldeki dosyada alınan bilirkişi raporu arasında çelişkinin giderilmesi için mahkemece, dosyanın İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek kusur uzmanı bilirkişi kuruluna tevdii ile tüm dosya kapsamı irdelenerek oluşa göre kusur durumlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde ve, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Hâkimin, bilirkişi raporunu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabileceği, bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, çelişki giderilmeden karar verilemeyeceği-
Mahkemece, davacı aracının modeli, yaşı, kaza sonucu meydana gelen hasar durumu, km'si, kullanım tarzı vs de gözönünde bulundurularak, değer kaybı hesabı esaslarına uygun şekilde araçta oluşan değer kaybının tespit edilmesi hususlarında, konusunda uzman yeni bir bilirkişiden açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı ayrıntılarını açıklayarak yaptığı itirazında, tespit anında çekilen akım ve sayaç muayene raporunda sayaca eksik tüketime yol açan müdahale yapıldığı ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 29/b-1, 29/b-2 maddelerine göre tahakkuk yapıldığı belirtilmesine rağmen, mahkemece, sayacın manyetik etki maruz kalmadığı ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 14/3. maddesine hükümlerine göre, davalının yaptığı hesaplamanın hatalı olduğu yönündeki bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiği, bu durumda, mahkemece; aralarında makine mühendisinin de bulunduğu üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan, davaya konu kaçak tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak, sayacın manyetik etkiye maruz kalıp kalmadığının tespiti ile talep edilebilecek bedelin (kaçak ve kaçak ek tahakkuku) hesaplattırılması suretiyle, denetime elverişli bir rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; rapora yapılan itirazlar giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-