Takibin tarafı olmayan üçüncü kişi konumundaki eşin, haczedilmiş taşınmaz üzerinde lehine aile konutu şerhi verilmiş olduğundan dolayı İİK. 82/12 maddesindeki haczedilmezlik şikayetinde bulunma imkanının olmadığı, üçüncü kişi eşin bu şikayetinin 'aktif dava ehliyetsizliği nedeniyle' reddedilmesi gerekeceği-
TMK'nun m.194'ün aile konutunun tapu sicilinde maliki olan borçlunun borcundan dolayı alacaklıların yapacakları icra takibi sonucu satışına engel teşkil etmeyeceği- Şikayetçinin lehine taşınmaz üzerine aile konutu şerhi verilmiş bulunmasının, takipte taraf olmayan şikayetçinin bu hakka dayanarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına imkan tanımadığı-
Dava aile konutu olan taşınmazın davalı adına tescilli olduğu dönemde konulan ipoteğin fekkine ilişkin olup, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, yalnızca ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılacağından görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Davacı, davayı ıslah etmiş, ıslahla, tapu iptali ve tescil isteğinin Türk Medeni Kanununun 194/1.maddesine dayandığını açıklamıştır; ıslahın tamamlanması, ne karşı tarafın ne de mahkemenin kabulüne bağlı olmayıp; mahkemenin; usulüne uygun şekilde ve zamanında yapıldığı taktirde davayı ıslah edilmiş şekliyle sonuca bağlamak zorunda olduğu-
Dava sırasında, üzerine ipotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucu cebri icra ile satılmış, dava konusuz hale gelmiş olduğundan bu talep yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Davacıdan kaynaklanan, davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir olayın varlığı kanıtlanmadığından davalının manevi tazminat isteğinin reddinin gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu 'nun evliliğin genel hükümlerini düzenleyen 194. maddesi evlilik devam ettiği sürece uygulanabileceği; evlilik sona erdikten sonra konutun, aile konutu özelliğini kaybettiğinden bu hükmün uygulama imkanı bulunmayacağı-
Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğuna dair taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığından; davalı kadının, kocası adına kayıtlı taşınmaza (aile konutu şekli verilmesine ilişkin talebidir.) kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Aile konutu niteliğindeki meskenlerin, diğer eşin açık rızası olmadan yapılan devirleri geçersiz olup meskeni devralan kişinin iyi niyetli olması durumunda, kazanımının korunacağı-
Kiralayana ihtar gönderip konutu eşi ile birlikte kullandıklarını ve söz konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bildirmeyen eşin kira sözleşmesinin tarafı olmayacağı- Kiraya verene ihtar göndermeyen eşin, kira sözleşmesinin tarafı olmadığından onun hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği, tahliyesine karar verilemeyeceği-