6138 sayılı Kanuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarında "iptal kararı" verilebilmesi için, davacı idarenin kamu alacağının, "dava konusu tasarruftan önce" doğmuş olması gerekeceği–
6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarının «aynî» nitelikte bir dava olmayıp «kişisel» nitelikte bir dava olduğu-
6183 sayılı Kanundan kaynaklanan tasarrufun iptali davalarının maksadının «davacı hazineye alacağı ile sınırlı olarak, borçludaki alacağını cebri icra yoluyla almasını sağlamak» olduğu-
6183 sayılı Kanundan kaynaklanan tasarrufun iptali davalarının amacının «Hazine alacağının tahsiline engel olmak için yapılan tasarrufların iptali ile bu tasarruflar nedeniyle üçüncü şahısların elde ettiği bedellerin kendilerinden tahsili» başka bir deyişle Hazine alacağının tahsilini önlemek için yapılan tasarrufların butlanına hükmettirmek, bu yolla yapılan işlemin iptali ile davacı idarenin dava konusu mal üzerinde cebri icra hakkını sağlamak» olduğu–
Alacaklı sıfatı ile borçlu ve onunla işlemde bulunan 3. kişi aleyhine açılan "borçlunun 3. kişiye yaptığı muvazaalı satış işleminin iptali" davasında, icra takibinin kesinleşmesi yeterli olmayıp aynı zamanda takip konusu alacağın da kesinleşmesi gerekeceğinden, borçlu tarafından alacaklıya karşı açılıp devam eden olumsuz tespit davasının sonucunun, iptal davası için "bekletici mesele" oluşturacağı–
Borçlu tarafından karısına yapılan satış işleminin daha sonra boşanmış olsalar bile–boşanma; borcun doğumundan sonra gerçekleştiği için – iptaline karar verilmesi gerekeceği –
İİK.nun 277 vd. göre açılan tasarrufun iptâli davalarının dinlenebilmesi için "alacağın sebebi olan hukuki ilişkinin, tasarrufun yapıldığı tarihten öncesine rastlaması" gerektiğinden ve çek bir ödeme vasıtası olduğundan, çeklerin, çekdeki alacağın mutlaka keşide tarihinde doğduğunu göstermeyeceği, uygulamada çeklerin "ileri tarihli" olarak düzenledikleri sıkça görüldüğünden, "icra takibine koyduğu alacağın, çekte yazılı tarihten önce doğduğunu" iddia eden davacı-alacaklıya mahkemece süre verilerek, bu konudaki delilleri ibraz ettirilip, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığının anlaşılması halinde, davanın reddedilmesi, aksi takdirde ise davanın kabul edilmesi gerekeceği–
Senedin düzenlenmesine esas olan temel borç ilişkisi hangi tarihte doğmuş ise, borcun o tarihte doğmuş sayılacağı (bu durumda, senedin düzenlenme tarihinin, “borcun doğum tarihi” sayılamayacağı)–
Borçlunun "hiç malı bulunmadığına" dair icra memurluğuna yaptığı mal beyanının "aciz belgesi" niteliğinde sayılmayacağı–