İcra mahkemesinde görülen sıra cetveline yönelik şikayetlerde; Hazinenin müdahil olarak katıldığı tasarrufun iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği—
İİK. 277 vd.na göre alacaklı tarafından «geçici aciz belgesi»ne (İİK. 105/11) dayanılarak- açılmış olan «tasarrufun iptali davası», takip konusu alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresini keser mi?
Davacı alacaklının kendi alacağı (takip dosyası) ile ilgili olarak aciz belgesi almadan, başka alacaklının (veya aynı alacaklının başka bir dosyasından) aldığı aciz belgesine dayanarak, iptâl davası açamayacağı–
Borçlunun haczedilen mallarının borcunu karşılamaması halinde, mal beyanında «taşınır taşınmaz hiçbir mal bulunmadığını» belirtmiş olan borç-lunun bu beyanı karşısında haciz tutanağının «geçici aciz belgesi» niteliğini taşıyacağı—
Danışıklı (muvazaalı) işlem (BK. 18; şimdi; TBK. mad. 19) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişilerin, bu danışıklı (muvazaalı) işlemin geçersizliğini ileri sürebilecekleri, çünkü danışıklı (muvazaalı) bir hukuki işlemin onlara karşı işlenmiş bir «haksız fiil» niteliğinde olduğu, «desteklerini öldüren» davalının (ya da «trafik kazasında yaralanmasına neden olan» davalının veya «boşanma davasına bağlı olarak açılan maddi/manevi tazminat davalarında, boşandığı eşinin») diğer davalıya -kendilerine tazminat ödememek için- yaptığı danışıklı (muvazaalı) satış işleminin iptâli istemiyle davacılar (alacaklılar) tarafından açılan iptâl davasında, davacıların açtıkları tazminat (ya da ceza) davasının sonucunun beklenilmeden davacıların davalıdan ne kadar alacaklı olduğu belirlenmeden, iptâl davasının sonuçlandırılamayacağı-
İptal davasına bakan mahkemenin, «dava konusu taşınmazın borçlunun meskeni olup olmadığını» araştıramayacağı, borçlunun dava konusu taşınmazı -diğer davalı- üçüncü kişiye satmakla meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı-
Kamu alacağından dolayı iflasın açılmasından sonra -borçlunun, iflastan önceki dönemde alacaklılarından mal kaçırmak amacı ile yaptığı bağışlama ve hileli tasarrufların iptâli için- iptâl davasının "iflas idaresi" veya -onun masa adına dava açılmasında yarar görmediği durumlarda- "kendisine dava açma hakkını devrettiği kamu idaresi" tarafından açılabileceği–
Kamu (Vergi) İdaresi tarafından, kamu (vergi) alacağının tahakkukundan sonra ancak henüz alacak kesinleşmeden iptâl davası açılabileceği (ve bu durumda, vergi mahkemesinde vergi yükümlüsü "borçlu" tarafından açılan davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği)–
Borçlunun kambiyo senetlerine mahsus –örnek10- ödeme emrine itiraz etmiş olmasının, takibin kesinleşmediğini göstermeyeceği (Bu takibe dayalı olarak, alacaklının “iptal davası” açabileceği)–
Ölmüş borçlunun yaptığı tasarruf hakkında iptâl davası açılabilmesi için, "kamu alacağının kesinleşmiş" ve "borçlunun mirasçılarına ödeme emri tebliğ edilmiş olması"nın zorunlu olduğu–